Phil sağolsun, biobilgisayar iyileşti ve yarı yaşayanların ülkesine geri getirildi. | Open Subtitles | الشكر لفيل الكمبيوتر الحيوي تعافى وتمت إعادته إلى أرض النصف أحياء |
Şimdi de, kendisini sizden tekrar saklamak için yeterince iyileşti. | Open Subtitles | والآن، هو قد تعافى كفاية.. ليحصن نفسه منك. مرة أخرى. |
Efendim, bu eğer ışıksa, Daniel nasıl gezegene gelir gelmez iyileşti? | Open Subtitles | سيدى ، لو كان الضوء وحده فكيف تعافى دانيال بمجرد عودته إلى الكوكب ؟ |
Böyle ciddi sinir zedelenmesi olan birinin bunları yapıp tamamıyla iyileştiğini gördün mü? | Open Subtitles | أعرفت أحدًا قطّ أصيب بتلف في الأعصاب بهذه الحدّة لحد عجزه عن تأدية هذا المران، ثم تعافى فعليًا؟ |
Çabuk iyileş çünkü öğrenecek daha çok şey var ve herşeyi bana sen öğreteceksin. | Open Subtitles | تعافى بسرعة مازال هناك الكثير لأتعلمه و يمكنك أن تعلمني كل شيء |
Big Jim, Black Larson'dan yediği darbeden sonra iyileşmişti. | Open Subtitles | تعافى جيم الكبير من الضربة التى تلقاها من بلاك لارسون |
Belki de iyileştikten sonra rejenerasyonun diğer tarafındadır? | Open Subtitles | قد يكون ذلك الوجه الآخر للتجديد. ربما، حين تعافى |
Kelvin Owens'ın kurşun yarası iyileşti. | Open Subtitles | وهو يعيش مع عائلته كيلفن أوينز تعافى من طلقات النار |
Kuzenim on yıl önce kanserdi, neyse ki, onu aldı ve kullandı, iyileşti ve şimdi 80 yaşında. | Open Subtitles | إبن عمي أصيب بالسرطان قبل 10 سنوات لحسن الحظ حصل عليها وتناولها مع دوائه تعافى والآن عمره 80 سنة |
-Bay Serrecold iyileşti umarım? | Open Subtitles | هل تعافى تماما سيد سيركولد مماحدث,أمل ذلك؟ |
Kuşun iyileşti mi? | Open Subtitles | للفائز بالغنائم هل تعافى طائرك بشكل جيد؟ |
Majesteleri tamamen iyileşti ve toplantıya katılıp devlet işlerini mi görüştü? | Open Subtitles | هل تعافى جلالته لدرجة أنه استطاع أن يحضر مع البلاط في صالة القصر الجانبية؟ |
İşe yaradı yaramasına da verdiğimiz darbe çoktan iyileşti bile. | Open Subtitles | لقد أثر به الهجوم السابق دون جدل .ولكنه تعافى بالفعل، كما أنه يحمي ظهره الآن، |
Zoom hayâlim o gün son buldu. Bileğim iyileşti ama buradaki bileğim asla. | Open Subtitles | حلم إنتقالى لفريق "زوم" مات ذلك اليوم معصمى تعافى , لكنى من الداخل |
Ama ben o gece olanlar hakkında berbat hissediyorum, ve bilgin olsun, çarptığım adam şu an baştan aşağı iyileşti, ve ben hâlâ burda bu saçmalığın bedelini ödüyorum. | Open Subtitles | لكنني أشعر بالسوء لما حدث في تلك الليلة ولعلمك، الرجل الذي صدمته تعافى تماماً الآن وأنا ما زلت مسجوناً هنا أدفع الثمن |
Evet,doktor sedasyon kaldırıldıktan sonra biraz iyileştiğini söyledi. | Open Subtitles | نعم ، لقد قال الطبيب بأنه قد تعافى بعض الشيء منذ أن رفع التخدير |
Vücudunun tamamen iyileştiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن ان جسدها تعافى بشكل كامل |
O zaman bana bir iyilik yap ve çabucak iyileş çünkü ben bu kıravatı taktığımda, karım beni tanımıyormuş gibi davranıyor. | Open Subtitles | لذلك قومى لى بمعروف تعافى سريعاً لأن زوجتى تتظاهر بأنها لا تعرفنى عندما أرتديها |
Beş yaşında teşhis edilmişti. Ama iyiydi, tamamen iyileşmişti. | Open Subtitles | اكتشف الأطباء اصابته وهو بالخامسة وكان بخير، تعافى كلياً. |
İyileştikten sonra ordudan ayrılmamış. | TED | لقد تعافى ولم يترك الجيش. |
Bay ve Bayan Sawyer, Gabriel tamamen iyileşse bile anı belleği yok olmuş halde. | Open Subtitles | سيد وسيدة (سويير) ، حتى لو تعافى (جبريل) تماماً ، فإنّ ذاكرته قد تضررت |
Tamamen iyileşen sadece bedeni değil, çok fazla nöral aktivite var. | Open Subtitles | ليس فقط جسدها هو الذي تقريباً تعافى تماماً لكن هناك الكثير من النشاط العصبي |
Dolayısıyla, eğer ekonomi iyileşir ve düzelirse ve şu meşhur büyüme yeniden gerçekleşirse bu sadece kısa süreli bir durum olacaktır çünkü yıllarla değil aylarla ölçülecek kadar kısa bir sürenin sonunda yeniden stok engeline takılacaktır; | Open Subtitles | لذا، إذا تحسن الاقتصاد و تعافى و عاد النمو المشهور سيكون محدود الأجل، وخلال |
Transgenic'i muayene etmiştim. Lanet şey hastaydı, ama bundan kurtuldu. | Open Subtitles | لقد اختبرت المتحوّل، ذلك اللعين مرِض ولكنه تعافى بعدها |
Sadece artık Aris de sonunda Stockholm sendromunu* ...atlattığı için zaman çizelgemiz o kadar dolu oldu ki. | Open Subtitles | (آري) الآن تعافى أخيراً من متلازمة ستوكهولم |
Söylentilere göre, Başkan'ın, başarısızlıkla sonuçlanan suikastte aldığı yaralar iyileşmiş ve kısa bir süre sonra demeç vermesi bekleniyor... | Open Subtitles | وقد تعافى الرئيس بشكل غير مباشر من إصاباته التى عانى منها نتيجة محاولة إغتياله والمتوقع أن يُلقى كلمة قريباً |
Bakteriyal enfeksiyondan şüphelendiğiniz bir hastanız var. Ona antibiyotik veriyorsunuz. Hastalığa sebep olan bakteri hakkında başka bir şey bilmenize de gerek yok ve hastaların çoğu iyileşiyor. | TED | لديك مريض يُشتبه في إصابته بالتهاب بكتيري، أعطيته المضاد الحيوي، وبدون أن تضطر فعلًا إلى معرفة كل شيء عن البكتيريا المسببة للمرض، فقد تعافى العديد من المرضى. |
Eh, olan şu ki; yerli halk kendine geldi. | TED | حسناً، ما حدث هو أن المجتمع المحلي قد تعافى. |