Bu şekildeki bir iş birliği için, direk çıkmasını talep ederim. | Open Subtitles | إن تعاون معنا فسآخذ حكم المؤبد في عين الاعتبار |
Eskiden Maliye Bakanlığında iş birliği yapmış biri var, ona ulaşmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | وزارة المالية تعاون معنا من قبل .. لذا، نحاول الوصول إليه |
Boyd çoktan işbirliği yaptı. | Open Subtitles | -بويد) تعاون معنا بالفعل ). |
Boyd çoktan işbirliği yaptı. | Open Subtitles | -بويد) تعاون معنا) . |
Elinden geldiği kadar, Bizimle işbirliği içinde oldu. | Open Subtitles | لقد تعاون معنا مثلما يتعاون بقية الجناة.. |
Bizimle işbirliği yaparsan, seni yarı açık bir cezaevine naklederiz. | Open Subtitles | تعاون معنا وسننقلك إلى مكان ذو حراسة أمنية مخففة |
Hafifletilmiş ceza karşılığında iş birliği yaparsa bir gecede milyarlarca dolar terörist parasını durdurabiliriz. | Open Subtitles | وإذا تعاون معنا مقابل تخفيف عقوبته يمكننا إغلاق ملايين الدولارات من أموال الإرهابيين بين عشية وضحاها |
Ayrıca bizimle Grigory'nin katilini araştırmak için iş birliği yapmayacaklar. | Open Subtitles | وهذا الشكر الذي نحصل عليه ؟ وأيضاً يرفضون أي تعاون معنا |
Canını seviyorsan bizimle iş birliği yaparsın. | Open Subtitles | تعاون معنا إن لم تكن تريد الإصابة بأذى |
Eğer iş birliği sergilerseniz barışçıl bir şekilde ayrılacağımıza dair söz veriyorum. | Open Subtitles | تعاون معنا و لك كلمتي سنترككم بسلام |
"İş birliği yap ki işler düzelsin." Sonraki adım da suçlu bulunmam. | Open Subtitles | "تعاون معنا و سنصلح كل شيء" ومن ثم يتم إتهامي |
İş birliği yapıyorsun. | Open Subtitles | تعاون معنا ونحن سنعتني بك |
Bizimle işbirliği yap Donnie bize her şeyi söyle ve böylece kızlarını tekrar görebilirsin. | Open Subtitles | تعاون معنا فقط دوني أخبرنا بكل شيء و امنح نفسك فرصة لترى فتياتك مجددا |
Bizimle işbirliği yap ki, seni buradan... çıkarabilelim, anlıyor musun? | Open Subtitles | فقط تعاون معنا وسنخرجك من هنا اتفهم هذا ؟ |
Bizimle işbirliği yap... söyledikleri bunlardı.. | Open Subtitles | تعاون معنا .. هذا ما يقولونه |