Zamanı hızlandırmak istemiyoruz, geri çevirmek istiyoruz. | Open Subtitles | إننا لا نريد تعجيل الوقت، ولكن نريد إرجاعه |
Polisten. Senin yüzünden, projemi hızlandırmak zorunda kaldım. Dikkatlerini dağıtacak bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | الشرطة، فبسببك، عليّ تعجيل مشروعي أحتاج شيئاً لأشتّتهم به |
Biz düşünüyorduk da belki seninle konuşursak bu süreci hızlandırabiliriz. | Open Subtitles | أجل . كنّا نأمل أن يكون بإمكاننا... تعجيل هذه العمليّة، والتحدّث إليك. |
Belki işleri hızlandırabiliriz. | Open Subtitles | لنري اذا كان بالإمكان تعجيل الأمور |
Uzun süredir bu işteyim, işi hızlandırabilirim. | Open Subtitles | لقد كنت على هذ الطريق من قبل استطيع تعجيل ذلك |
Belki ben işleri biraz hızlandırabilirim. | Open Subtitles | ربما أستطيع المساعدة في تعجيل الأمور |
Senin, denemen için sana yardım aramanı istiyorum, belki de benim işlerimi biraz hızlandırabilir. | Open Subtitles | ساعدك الذي بالرجل تتصل أن وأريدك هناك السريرية بتجاربك الطلب تعجيل بإمكانه كان إذا ما وأنظر |
Buz çağının başlangıcını hızlandırmak, karaları kutuplara doğru itmek ve okyanus akıntılarının akışını değiştirmek suretiyle kıta kaymasının büyük rol oynadığı bir iklim değişikliği oldu. | Open Subtitles | ثم هناك التغير المناخي المصاحب للانجراف القاري والذي لعب دوراً رئيسياً لا يقل عن تعجيل بزوغ العصر الجليدي بدفع الأرض تجاه القطب و تعديل تدفق تيارات المحيط |
- Olur. Ne? İşleri hızlandırmak istediğini söyledin ya! | Open Subtitles | لقد قلت بأنك تريد تعجيل الأمور ، صحيح ؟ |
Michael, bu görüşmeleri hızlandırmak için sana çok cömert bir teklif sunuyoruz. | Open Subtitles | لكي نتمكن يا (مايكل) من تعجيل هذه المفاوضات، نحن على استعداد لنقدم لك عرض سخي. |
Belki işleri hızlandırabiliriz. | Open Subtitles | لنري اذا كان بالإمكان تعجيل الأمور |
Belki biraz işleri hızlandırabilirim. | Open Subtitles | وربما يمكنني تعجيل الأمور |
Birbirimizi kolay anlayacak olmamız araştırmayı hızlandırabilir. | Open Subtitles | أظن بأن لدينا نظام قد يساعد في تعجيل التحقيق |