ويكيبيديا

    "تعجّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kaynıyor
        
    • doludur
        
    • dolusu
        
    • dolup taşıyor
        
    Bu bölge asi devriye kaynıyor. Yerliler onlardan korunmamıza yardım edebilirler. Open Subtitles تعجّ هذه المنطقة بالدوريات الثائرة هؤلاء الهنود يستطيعون مساعدتنا لتجنّبهم
    Bak, bu bölge asi devriyesi kaynıyor. Bu yerliler onları atlatmak için bize yardım edebilirler. Open Subtitles تعجّ هذه المنطقة بالدوريات الثائرة هؤلاء الهنود يستطيعون مساعدتنا لتجنّبهم
    Vücudumuz lökositlerle doludur: Her bir mikrolitre kanda 4.000-11000 arası lökosit vardır. TED تعجّ أجسامنا بالكريّات البيضاء: فهناك ما يتراوح بين 4000 و 11000 كريّة في كل ميكرولتر من الدم.
    İnsanımsı Yamyam Yeraltı Sakinleri. Bu kanalizasyon onlarla doludur. Open Subtitles شبيه الإنسان الآكل للحوم البشر تحت الارض هذه المجاري تعجّ بهم
    Ya evet, depolar dolusu yayıncılık dünyası fenomeni hamur olmayı bekliyor. Open Subtitles طبعاً، عندي مخازن تعجّ بالأحداث العالمية تنتظر التخلّص منها.
    Bu şehir, geceleri böyle pisliklerle dolup taşıyor. Open Subtitles هذه المدينة تعجّ بالتافهين أمثالهم ليلاً
    - Evet. Bu makaleye göre doğu yakasındaki barların çoğu fahişe kaynıyor. Open Subtitles وفقًا لهذه المقالة، فإنّ أغلب حانات الجانب الشرقيّ تعجّ بالمومسات.
    Kasabada her yer onlardan kaynıyor. Open Subtitles فالبلدة تعجّ بهم
    Tepeler Sakson kaynıyor. Open Subtitles التّلال تعجّ بالسّاكسونيّين.
    Issız Topraklar bunlarla kaynıyor. Open Subtitles الأراضي المهجورة تعجّ بهم
    Bu şehir kadın kaynıyor. Open Subtitles هذه المدينة تعجّ بالنساء
    Sokaklar Türk kaynıyor. Mümkünatı yok gidemeyiz. Open Subtitles الشوارع تعجّ بالأتراك
    Alevli bir çarka zincirlenen, örümceğe dönüştürülen ya da karaciğeri bir kartal tarafından yenilen insanlar. Yunan mitolojisi, tanrıları kızdıran ölümlülerin başına gelen dehşet verici olaylarla doludur. TED سواءً كانت عقوبة أحدهم تقييده بعجلة مشتعلة، أو تحويله إلى عنكبوت، أو أن يأكل صقر كبده، فإن الأساطير الإغريقية تعجّ بقصص الآلهة التي تُنزل الأهوال المروعة على البشر الذين يغضبونهم.
    Gece, gökyüzü yıIdızlarla doludur. Open Subtitles تعجّ سماء الليل بالنجوم
    New Orleans'ın her yeri hayaletlerle doludur. Open Subtitles (( مشيةأقربمعك) )" "نيو أورلينز) تعجّ بالأشباح)"
    Bir araba dolusu adamın önünde kendi memelerinle oynayınca bir şey olmuyor yani? Open Subtitles واللعب بحلماتك في سيّارة تعجّ بالرجال، أليس فعلاً شاذ؟
    Şu anda aptalca bir şey yapmadığım için mezarlıkta bir otobüs dolusu ceset var. Open Subtitles الآن ثمّة حافلة جولة تعجّ بجثث في المقابر لكوني لم أقدم على فعل أهوج.
    Bir oda dolusu detektifle birlikte çalışıyorum. Open Subtitles إنّي أعمل في غرفة تعجّ بالمُحققين.
    Şehir uyuşturucu bağımlılarıyla dolup taşıyor ve Li'l Zé daha da zengin oluyordu. Open Subtitles صارت المدينة تعجّ بالمدمنين وصار (ليل زي) ثرياً
    Bölge onlarla dolup taşıyor. Open Subtitles تعجّ البلاد بهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد