Sayısız kadın, adam ve çocuk tecavüze uğruyor, işkence görüyor, esir alınıyor. | TED | عدد لا يُحصى من النساء والرجال والأطفال تم اغتصابهم أو تعذيبهم أو استعبادهم. |
İnsanlar sadistçe işkence gördükten sonra her zaman tuhaf davranırlar. | Open Subtitles | دائماً ما يصبح الناس ظرفاء قليلاً أجل , بعد تعذيبهم بسادية |
İtaat etmeyenler, hapse atıldı, işkence gördü ya da öldürüldü. | Open Subtitles | أولئك الذين تمرّدوا تم سجنهم, تعذيبهم أو إعدامهم |
- İşkence yapılarak öldürülmüş 5 tane çocuk var ve devam edebilmek için elimizde senden ve kızından başka bir şey yok. | Open Subtitles | لدينا خمس طلاب ميتين تم تعذيبهم,تشويههم, وقتلهم وكل ما لدينا الآن هو انت وابنتك |
İnsanların, başkalarının oyuncak bebeklerini yapıp onlara işkence edebildiğini ilk defa duyuyorum. | Open Subtitles | والمرة الوحيدة التي سمعت به في حياتي له وعندما تجعل الناس دمى من الناس الآخرين حتى يتمكنوا من تعذيبهم. |
İnsanların, başkalarının oyuncak bebeklerini yapıp onlara işkence edebildiğini ilk defa duyuyorum. | Open Subtitles | والمرة الوحيدة التي سمعت به في حياتي له وعندما تجعل الناس دمى من الناس الآخرين حتى يتمكنوا من تعذيبهم. |
Şili'de 30.000 kişi işkence gördü. | Open Subtitles | فان هناك ثلاثون ألف شخص قد جرى تعذيبهم في تشيلي |
Anca ölmeyi dileyebilirsin. Onların işkence odaları tam bir sanat eseridir. | Open Subtitles | أتوقع أنه سينتهي بكَ المطاف ميّتاً، غرف تعذيبهم عبارةٌ عن مركز للفنّ |
Demek istediğim, adamlar, kadınlar ve çocuklar bu kanlı elmaslar için işkence görüyorlar ve hatta ölüyorlar. | Open Subtitles | أنا أعنى,رجال و نساء و أطفال تم تعذيبهم و قتلهم وهم يستخرجون هذه الماسات الدمويه |
Sadık olmayan melekler işkence görüp öldürülüyor. | Open Subtitles | الملائكة يتم تعذيبهم وقتلهم اذا لم يعلنو الولاء |
Kurbanların Linwood'un ölümündeki rollerinin karşılığı olarak işkence gördüklerini sanıyoruz. | Open Subtitles | ونؤمنُ كذلك بأنَّ الضحايا يتمُ تعذيبهم عقوبةً لهم على مشاركتهم في ما حدث لـ جيمس لينوود |
Raporlarda, iki kurbanın ölene kadar işkence gördüğü söyleniyordu. | Open Subtitles | حيث قالت التقارير إن اثنين من الضحايا تم تعذيبهم حتى الموت |
Onları bizim aramızdan işkence edip öldürmek için seçtiler. | Open Subtitles | لقد إختاروهم من بيننا ليتم تعذيبهم وقتلهم |
İşkence demek istemiştin, değil mi? | Open Subtitles | أنت تقصد تعذيبهم ، أليس كذلك ؟ |
Hayvanları, işkence etmeden öldürmenin yolları da var. | Open Subtitles | هناك طرق لقتل الحيوانات بدون تعذيبهم |
Ah, Keyfi olarak insanlara işkence yapmak olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس بواسطة قتل الناس و تعذيبهم ! و التمتع بذلك |
Hapsedildiler, işkence gördüler. | Open Subtitles | - لقد انتهى بهم الأمر مسجونين، لقد تم تعذيبهم - |
Onlara bebek gibi ağlayıncaya kadar işkence ettikten sonra, hadım ederdim. | Open Subtitles | بعد تعذيبهم حتى يبكوا مثل الأطفال، |
Bu çocuklara işkence ediliyor, tecavüze uğruyorlar, seks kölesi olarak satılıyor ve LRA komutanları tarafından ayinlerde öldürülüyorlar. | Open Subtitles | أولئك الأطفال يتم تعذيبهم... وإغتصابهم وبيعهم بسوق الرقيق... بالإضافة لإرغامهم على المشاركة بالقتل الوحشي... |
Sanırım, tanrılar için insanoğlunun, sineklere sırf keyfine işkence eden küçük çocuklardan daha fazla bir anlam ifade etmediğini söylüyor. | Open Subtitles | انا اعتقد بأنه يقول ان البشر لا يعنون أي شيء أكثر للآلهة ثم الذباب المنال من قبل الاولاد الصغار اللذين يحبون تعذيبهم من اجل المتعة |
Ama eğer zarar görmüşler ise... | Open Subtitles | ولكن إن تم تعذيبهم. |