Gibbs, onu tutuklamamız gerektiğini biliyorum, ama hapiste olsun olmasın, o kadın seninle ilgili şeyler biliyor. | Open Subtitles | انتظر، (غيبز)، أعرف أن علينا إلقاء القبض عليها، لكن في السجن أو خارجه، فهي تعرف أشياء عنك، |
Gibbs, onu tutuklamamız gerektiğini biliyorum, ama hapiste olsun olmasın, o kadın seninle ilgili şeyler biliyor. | Open Subtitles | انتظر، (غيبز)، أعرف أن علينا إلقاء القبض عليها، لكن في السجن أو خارجه، فهي تعرف أشياء عنك، |
Strasser'ın bilmek isteyeceği şeyleri biliyordur. | Open Subtitles | قد تعرف أشياء يود ستراسر معرفتها. |
Strasser'ın bilmek isteyeceği şeyleri biliyordur. | Open Subtitles | قد تعرف أشياء يود ستراسر معرفتها. |
Öğretilmesi mümkün olmayan şeyleri biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعرف أشياء لا يمكن تعليمها |
Her zaman böyle şeyleri biliyorsun. Nasıl? | Open Subtitles | دائما تعرف أشياء كهذه، لماذا ؟ |
Hakkımda öyle şeyler biliyordu ki bunu yalnız sana söylemiştim. | Open Subtitles | لأنها تعرف أشياء عنى أخبرتك أنت بها فقط |
- Senin hakkında bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | -وقالت إنها تعرف أشياء عنك |
Ama bir şeyler biliyordu. | Open Subtitles | لكنها تعرف أشياء |