Kasılmalar yeni bir semptom olabilir. Yeni bilgiler, yeni teoriler verir. | Open Subtitles | المخاض المبكر ربما يكون عرضاً جديداً معلومة جديدة تعطينا نظريات جديدة |
Affedersiniz, bana bir tabak deniz ürünü lapası verir misiniz? | Open Subtitles | عفوا ، هل يمكن أن تعطينا واحد عصيدة أذن البحر؟ |
Bunlar, ilk organizmaların torunları tarafından yapıldı ve bize Dünya'daki ilk fosilleri verdiler. | TED | بُنيت هذه نتيجة لسليلها من العضويات الأولى التي تعطينا المستحاثة الأولى على الأرض. |
Bana hastahane çalışanlarının hepsinin olduğu bir liste verebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تعطينا قائمة بكل الموظفين في المشفى ? |
bize o anahtarları ver yoksa zorla alırız, ona göre! | Open Subtitles | لكن يجب أن تعطينا هذه المفاتيح وإلا ستجبريننا بأن نأخذها منك |
Bağışıklık tepkimizi değiştirerek yeni doku oluşturmamız için bize sinyal verecek materyaller yaratmaya çalışıyorum. | TED | أنا أعمل على إنتاج مواد تعطينا الإشارات لبناء أنسجة جديدة عن طريق تغيير الاستجابة المناعية. |
bize parayı vereceksin, biz de sizi vurmayacağız. | Open Subtitles | تعطينا المال اللعين و لن تصاب فى رأسك برصاصة |
Mahkumlar, görev dağılımınızı yapmak için bize bir dakika verin. | Open Subtitles | السجناء، تعطينا دقيقة في حين يمكننا معرفة مهام العمل لديك. |
Belki sen biraz bilgi verebilirsin. | Open Subtitles | ربما تستطيع انت ان تعطينا ما نحتاج من معلومات |
Zahmet olmazsa stadın planları ile güvenlik kameralarının konumlarını bize verir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكن أن تعطينا مخططات المبنى والقضايا المشهورة ، والكامرات الأمنية ؟ |
Bu bize seni şüpheli listesinden çıkartmak için bir şans verir. | Open Subtitles | ممتاز ، هذه سوف تعطينا فرصة بأن نستبعدك من المشتبه بهم |
Sizi canlı tutarlar. cenneti verir, süpergüç diye adlandırdığımız bir tür davranışsal güç verir. | TED | هي تبقينا على قيد الحياة. تعطينا الفطيرة، تعطينا نوعا من اللّكمة السلوكيّة و التي سمّيناها بالقوة الخارقة. |
Bunlar bize bizim tren enkazında neler olabileceği bilgisini veriyor. | TED | إنها تعطينا فكرة عن ماذا يحدث لنصبح أمام صدمة قطار. |
Buradan yürüyerek gitmek istiyorsan bize bir isim vermek zorundasın. | Open Subtitles | إن أردتِه أن يخرج من هنا عليك أن تعطينا إسماً |
Ama bu üç kırmızı bağlantı bize kırmızı bir üçgen verebilir. | TED | لكن تلك الروابط الحمراء الثلاثة سوف تعطينا مثلث أحمر. |
bize doktorunuzun veya dişçinizin adını verebilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنك أن تعطينا أسم طبيبك أو طبيب أسنانك ؟ |
O zaman, ee... ..o an geldiğinde kendimizi öldürme imkanı ver bize. | Open Subtitles | ثم تعطينا فرصة لقتل أنفسنا إذ يجب ان تأتي تلك اللحظة |
Tahmin ediyorum, bize Prometheus'u vermeyeceksin ama araban verecek. | Open Subtitles | أعتقد أنك حتى لو لم تعطينا بروميثيوس فستفعل السيارة ذلك |
bize dünyadaki tüm şeytanları ve bedenlerine girdiklerinin isimlerini vereceksin. | Open Subtitles | سوف تعطينا أسماء جميع الشياطين على الأرض والناس الذين يستحوذون عليهم |
Hepsini verin, ve sefil hayatlarınızla beraber buradan kaçıp gidin. | Open Subtitles | تعطينا كلّ شيء، وأنت إهرب هنا بحياتك التعسة. |
Ona güvenebileceğimize dair bize nasıl bir güvence verebilirsin ? | Open Subtitles | أي تأكيد يمكنك أن تعطينا إياه ليمكننا الثقة به؟ |
İki kurşun yarası aldığını duydum, fakat hastane hiçbir bilgi vermiyor. | Open Subtitles | لا أدرى، سمعت أنه أصيب بطلقتين لكن المستشفى لا تعطينا معلومات |
Ben ve kardeşlerimin tüm olayı unutması için... neden bize sadece şu motoru vermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تعطينا هذه الدراجة التي هناك وربما.. ربما أنا واخوتي سنسامحك بخصوص هذه الحادثة |
Bak, sana yardım edebiliriz seni güvende tutabiliriz ama bize bilgi vermen gerekiyor. | Open Subtitles | اسمع، يمكننا مساعدتك يمكننا أن نبقيك آمناً، لكننا نحتاج منك أن تعطينا معلومات |
O halde Del, bize başka bir örnek verirsin belki. | Open Subtitles | حسناً ، ياديل ، ربما يجدر بك أن تعطينا ، مثالاً آخر |
Ve bize idrarını, tükürüğünü ve dışkını test için veriyorsun. | Open Subtitles | و تعطينا بولك و برازك و لعابك من أجل تحليلها |
Hançer... onu bize vermelisin ki bu savaşı daha başlamadın durdurabilelim. | Open Subtitles | الخنجر، نريدكِ أنْ تعطينا إيّاه لنوقف هذه المعركة قبل أنْ تبدأ |