Yani ya telsizleri bozuldu, ya da suç mahalline geldikleri an pusuya düştüler. | Open Subtitles | أيّ أن أجهزة اتّصالهم تعطّلت أو وقعوا في شرك لدى دخولهم مسرح الجريمة. |
Küvette uyuyakaldım. Devir daim pompası bozuldu. | Open Subtitles | غطّيت بالنوم في الحوض الساخن، والمضخّة الحرارية قد تعطّلت |
Doğru. Arabam evinin karşısında bozuldu da. | Open Subtitles | . هذا صحيح ، لقد تعطّلت سيارتي مقابل منزلكم |
Şehre gitmeleri gerekiyormuş ama arabaları bozulmuş. | Open Subtitles | قال أنهم من المفترض أنهم ذاهبان للمدينة لكن تعطّلت بهم السيارة |
Orada uyuyamıyorum. Havalandırma bozuk. | Open Subtitles | لا أستطيع النوم بالداخل لقد تعطّلت المدفأة |
Anlaşılan frenler patladı. | Open Subtitles | يبدو أن الفرامل قد تعطّلت |
Yakaladığım balıkları taze tutmak için buzdu onlar. Soğutucum bozulmuştu. | Open Subtitles | كان ثلجًا لإبقاء السمك الذي أصطاده باردًا، فلقد تعطّلت مبرّدتي |
Motorun arızalandı mı? | Open Subtitles | هل تعطّلت درّاجتك؟ |
Çat kapı gelmek istemezdim ama buzluğum bozuldu ve sizden biraz buz istemek için geldim. | Open Subtitles | آسف للماقطعة، و لكن آلة التجميد تعطّلت و أردت أن أحصل منكم على بعض الثلج |
Biliyorum çok geç bir zaman, bakat arabam yol üzerinde bozuldu.. | Open Subtitles | اعرف إنه متأخّر حقا، لكن سيارتي تعطّلت فقط علي الطّريق. |
Arabamız buradan 2 mil ileride bozuldu. | Open Subtitles | فلقد تعطّلت السيّارة على بُعد ميلَيْن من هنا |
Bana sattığın limon, bir hafta sonra bozuldu. | Open Subtitles | سيّارة الأجرة التي باعها لي تعطّلت بعد أسبوع |
Benim etrafımda işler böyle yürür. Geçen ay tost makinem bozuldu, kedim evden kaçtı ve arka balkonum çöktü. | Open Subtitles | تعطّلت محمصتي الشهر الماضي، ثم هربت قطّتي وانهار الرواق الخلفيّ في منزلي |
Arabası bozuldu, kral prensesi kurtarmak için onu bırakmak zorundaydı. | Open Subtitles | تعطّلت عربتها واضطر لتركها خلفه لإنقاذ الأميرة |
Bildiğim ne varsa anlattım. Arabam gerçekten bozuldu. | Open Subtitles | قد أخبرتُكَ بكلّ ما أعرف وسيّارتي تعطّلت فعلًا |
Evet, arabam bozuldu. O yüzden bir otel odası tuttuk. O duş yapsın diye yani. | Open Subtitles | أجل، تعطّلت سيّارتي، لذا نزلنا في غرفة بفندق، وهي استحمّت. |
- Motorlarımız bozuldu. Günlerdir sürükleniyoruz böyle. | Open Subtitles | تعطّلت محرّكاتنا، والتيار يجرفنا منذ أيام. |
Arabaları bozulmuş. Benim arabayı istediler. | Open Subtitles | قالوا أن سيارتهم تعطّلت وأنهم في حاجة لمن يقلّهم |
Yolda arabası bozulmuş ve otostop çekmeye karar vermiştir. | Open Subtitles | تعطّلت السيّارة، فاستقلّت سيّارةً لبقيّة الطريق. |
Uğraşmaya başladığımda bozuk değildi ama artık öyle olduğuna eminim. | Open Subtitles | -ليس عندما بدأتُ بها . لكنّي واثقةٌ أنّها تعطّلت الآن. |
Fren mi patladı yoksa? | Open Subtitles | هل تعطّلت مكابحك أم ماذا؟ |
Bir keresinde arabam bozulmuştu, yolun diğer tarafına itmeme yardım etmişlerdi. | Open Subtitles | مرةٌ واحدة وحسب حينما تعطّلت سيارتي، ساعدوني الشرطة بدفعها إلى جانب الطريق. |
Üzgünüm, araba arızalandı bu yüzden... | Open Subtitles | متأسف، لقد تعطّلت سيارتي |
Jeffrey'nin Jaguar'ı, Wallies yakınlarında arıza yaptı. | Open Subtitles | تعطّلت سيارة "جيفري" قرابة حانة "واليس". |