| Bir gün, bu parfüm konusunda yeni bir şey öğrendim. | Open Subtitles | وفي احد الايام تعلمت شيء جديدا عن ذلك العطر |
| Kızıl doktor aramamda bir şey çıkmadı, ama çok havalı isimli bir şey öğrendim. | Open Subtitles | لا شيء ببحثي عن الأطباء لكنني تعلمت شيء يمتلك اسم رائع |
| Kadın türleriyle olan bunca yıllık yaşamımda bir tek şey öğrendim. | Open Subtitles | في كل سنوات العيش هذه مع جنس الإناث تعلمت شيء واحداً فحسب |
| Ama yıllardır bu işten bir şey öğrendiysem o da saçmalığın ne kadar uzun sürerse sürsün saçmalık olarak kalacağı. | Open Subtitles | و لكن لو تعلمت شيء واحداً من سنواتي التي مضت و أنا أقوم بهذه التحقيقات فهو أن الترهات ستبقى مجرد ترهات مهما مضى عليها من الوقت. |
| Sanırım bugün bir şey öğrendin. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تعلمت شيء اليوم |
| Sarmaşıklar'dan bir şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت شيء واحد من أشجار اللبلاب. |
| Sanırım bu yıl çok fazla şey öğrendim. | Open Subtitles | أعتقد لو أنني تعلمت شيء هذه السنة |
| Ama sonra asla unutamayacağım bir şey öğrendim. | Open Subtitles | لكن بعدها تعلمت شيء لن انساه |
| Ve bir gün hiç unutmayacağım bir şey öğrendim. | Open Subtitles | لكن بعدها تعلمت شيء لن انساه |
| Ama bugün burada bir şey öğrendim. | Open Subtitles | لكني تعلمت شيء هنا الليلة |
| Bende Tauri'li arkadaşlarımızdan bir iki şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت شيء أو أثنان من أصدقائي الـ(تاوري) |
| Ben de bir şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت شيء أيضًا. |
| Onlar hakkında bir şey öğrendin demek. | Open Subtitles | إذًا أنت تعلمت شيء عنهم |