Annem okulu oldukça erken bıraktı. Çünkü annesi, benim anneannem okul ihtiyaçlarını karşılayamadı. | TED | تركت والدتي المدرسة في مرحلة مبكرة جدًا لأن والدتها، جدتي، لم تستطع توفير ثمن تعليمها. |
Ona burada bir şey öğretmeye çalışmam faydasız olur. | Open Subtitles | محاولة تعليمها اللغة أو أي شيء آخر غير مفيدة هنا |
Kedilere, bir kutuya yapmalarını öğretebilirsin. | Open Subtitles | القطط التي يمكنك تعليمها كيف تضع قذارتها في الصندوق |
Bir sürü profesör bunu hala öğretiyor olsa da. | Open Subtitles | حتى لو كان هنلك كثير من الأساتذه الذين يتابعون تعليمها |
Bunlardan kazandığı parayı Eğitimi için harcayacağını düşünebilirsiniz. | TED | وستظنون أنها ستأخذ ذلك المال وتضعه كله في تعليمها. |
Ben de ana kuralları öğretmek için biraz zaman ayırdım. | Open Subtitles | لذلك قضيتُ بعضاً من الوقتِ في تعليمها أساسياتُ العزف آنذاك |
Bazı dersler öğretilemez Elektra. | Open Subtitles | بعض الدروس لا يمكن تعليمها .اليكترا |
Çünkü, daha çok şey öğrenmesi gerek, ve ben öğretemem. | Open Subtitles | , لأن أمامها الكثير لتتعلمه و أنا لن أقدر على تعليمها |
Babasının telefonunu nasıl açacağını zorla da olsa ona öğretmelisin. | Open Subtitles | .. عليكِ تعليمها أن ترد على مكالمات أبيها حتى إن كان ذلك بخلاف رغبتها |
Laetitia Kenyalı genç bir bayan ve kendisi 13 yaşında okulu bırakmak zorunda kaldı, çünkü ailesi onun okul masraflarını karşılayamadı. | TED | هي شابة من كينيا كان عليها ترك المدرسة في سن 13 لأن أسرتها عجزت عن دفع مصاريف تعليمها. |
Ve okul ücreti konusunda ona yardımcı olacağımı söyledim. | Open Subtitles | وقد أخبرتها أنّني سأساعدها في تعليمها |
Ne yazık ki, okul harcının tamamı ödenene kadar Molly sınıfa geri gelemez. | Open Subtitles | أنا خائفة من أن "مولي" ربما لا تعود للفصل حتى يتم دفع فاتورة تعليمها كاملة. |
- Ona öğretmeye çalıştım, efendimiz. - Sarayımda köylüler mi var? | Open Subtitles | لقد تعبت لأحاول تعليمها والعامة في القصر |
Ona hak ettiği şeyleri, başkalarının alamayacağını öğretmeye çalıştım. | Open Subtitles | ولكن سارا عملت بجد لقد حاوت تعليمها أن ما تستحقه |
Ben ona biraz alçak gönüllü olmayı öğretmeye çalışıyorum oysa büyük bir travma sırasında ameliyathaneyi yönetiyor. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول تعليمها شيئا من التواضع، وهي الآن تدير غرفة العمليات لحالة ضخمة. |
Yeterince büyüdüğünde bisiklete binmeyi öğretebilirsin. | Open Subtitles | وفي الليلة التالية , تتحول أتعلمين عندما تكبر تستطيعي تعليمها كيف تقود دراجة |
Belki ona birkaç davranış öğretebilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكنك ان تعليمها بعض القواعد |
Belki ona bir-iki bir şey öğretebilirsin. | Open Subtitles | ربما بإمكانك تعليمها شيئا او شيئين |
Reis Bey Bayan Millie'ye bir araba aldı, Sofia da ona sürmesini öğretiyor. | Open Subtitles | "(أشترى رئيس البلدية سيارة جديده لـ(ميلي" وطلبت من (صوفيا) تعليمها القياده |
Evet ve o da kardeşine kullanmayı öğretiyor. | Open Subtitles | -نعم، وهو يحاول تعليمها ذلك |
Leticia Prado bir Meksika göçmeni, sadece altıncı sınıf Eğitimi var ve çok kısıtlı bir İngilizce konuşuyor. | TED | ليتيسيا برادو مهاجرة من المكسيك، أتمّت من تعليمها الصف السادس فقط ولغتها الإنجليزية ضعيفة جدًا. |
Oyun arkadaşlarının bağırsaklarını çıkarmasını öğretmek. | Open Subtitles | تعليمها كيف تنتزع أحشاء رفيقيها بهذا الشكل |
Ama bunlar kesinlikle öğretilemez olanlardan... | Open Subtitles | نعم, هذه الأمور لا يمكن تعليمها |
Ah, ola lal la mösyö. Ben bunu öğretemem. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لا أستطيع تعليمها ذلك. |
Ama ona sürmeyi öğretmelisin. Çünkü araba sürmeyi bilmiyor. | Open Subtitles | سيتوجب عليك تعليمها كيفية القيادة أيضاً لا تعلم كيف تقود |