| Çok zinde ve hoppa, ayrıca çok çalışıyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | أنها مناسبة و مرحة ، و يبدو أنها تعمل بجهد كبير |
| Çok çalışması gerektiği için çok çalışıyor. | Open Subtitles | لكنى اعنى، انها تعمل بجهد لأنه يجب عليها ان تعمل بجهد |
| Bu insanlar için çok çalışıyorsun sonra senin hakkında ileri geri konuşuyorsun. | Open Subtitles | انك تعمل بجهد مع هؤلاء الناس ويتحدثون هكذا معك |
| Senin sorunun da bu. çok çalışıyorsun. | Open Subtitles | هذه هى المشكله اليك انت تعمل بجهد كبير |
| Basit biri değil, onunla dövüşmek için çok çalışmak zorundasın. | Open Subtitles | أنه ليس سهلا, لذلك يجب أن تعمل بجهد أكبر هل فهمت ما أقصد؟ |
| Bizim için çok çalıştığını biliyorum ve bunun için minnettarım. | Open Subtitles | اعلم انك تعمل بجهد من اجلنا انا اقدر ذلك. |
| sıkı çalışıyorsun ama yaşam çok hızlı. | Open Subtitles | أنت تعيش، تعمل بجهد لكنها سريعة جدا |
| Çok fazla çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعمل بجهد كبير |
| Şimdi normale döndü, çok çalışıyor. | Open Subtitles | , الان عادت لطبيعتها تعمل بجهد |
| Seks objesi olarak görülemeyecek kadar çok çalışıyor insan. | Open Subtitles | تعمل بجهد كبير كي لا تُرى كشيء جنسي |
| çok çalışıyor. | Open Subtitles | أنها تعمل بجهد ، و لماذا هي مناسبة؟ |
| Karım, öyle çok çalışıyor ki... | Open Subtitles | كانت زوجتى , تعمل بجهد |
| Cristina iyi. Sadece çok çalışıyor. | Open Subtitles | (كريستينا) بخير انها تعمل بجهد فحسب |
| Ha! Seninle gurur duyuyorum adamım. çok çalışıyorsun, mangırları kazanıyorsun... | Open Subtitles | فخور جدا بك يارجل تعمل بجهد, تحضر للمنزل كل ذلك الجبن... |
| Kalıcı genin birine göre epey çok çalışıyorsun! | Open Subtitles | ! أنت بالتأكيد تعمل بجهد من أجل الجينين الدائم |
| Vay canına baba. Gerçekten çok çalışıyorsun. | Open Subtitles | مذهل يا أبي، أنت تعمل بجهد |
| Ama televizyon yıldızı olmak çok çalışmak demek. | Open Subtitles | لكن أن تكون نجم تلفزيون يجب ان تعمل بجهد |
| Asla bu kadar çok çalışmak istemez. | Open Subtitles | لايمكنها ابدا ان تعمل بجهد |
| Ona çok çalıştığını söylüyorum, ama hayır demeyi bilmiyor. | Open Subtitles | سأخبرها بأنها تعمل بجهد ولكن لا يبدو بأنه تقول لا |
| Çok sıkı çalışıyorsun. Biraz dinlenmeye bak. | Open Subtitles | ،لقد كنت تعمل بجهد تستحقّ وقت من الراحة |
| Carter, çok fazla çalışıyorsun. | Open Subtitles | (كارتر) أنت تعمل بجهد |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 