Ama işim benim her şeyim, ve sizin söyleyeceğiniz birkaç iyi söz... | Open Subtitles | لكن وظيفتي تعني لي كل شيء، وأنا أعلم أن كلمة جيدة منك من الممكن.. |
Ama benim her şeyim. | Open Subtitles | لكنها تعني لي كل شيء |
Ailem benim her şeyim. | Open Subtitles | وعائلتي تعني لي كل شئ |
Daha devam edebilirim çünkü bu aile benim için her şey demek. | Open Subtitles | استطيع الذهاب والذهاب والعبور لأن هذه العائلة تعني لي كل شيء |
Direnmeye çalıştım ama ailem benim için her şey demek, ailemi tehdit ettiler. | Open Subtitles | حاولت المقاومة ولكن عائلتي تعني لي كل شيء. عائلتي... |
Ve Chanda'nın mutluluğu benim için her şey demektir. | Open Subtitles | و سعادة تشاندا تعني لي كل شيء. |
Bu aile benim her şeyim. | Open Subtitles | هذه العائلة تعني لي كل شيء |
- O benim her şeyim. - Jim... | Open Subtitles | فهي تعني لي كل شئ |
Bu meslek benim her şeyim. | Open Subtitles | هذه الوظيفة تعني لي كل شيئاً |
benim her şeyimdi. | Open Subtitles | كانت تعني لي كل شيء |
Kızım benim her şeyim. | Open Subtitles | ابنتي تعني لي كل شيء |
O benim için her şeydi. | Open Subtitles | كانت تعني لي كل شيء |
Şu gerçek ki, denemiş olman da benim için her şey. | Open Subtitles | في الحقيقة فقط محاولتك تعني لي كل شيئ... ! ً |
Sizin mutluluğunuz benim için her şeyden önemli. | Open Subtitles | سعادتك تعني لي كل شيء |
Sizin mutluluğunuz benim için her şeyden önemli. | Open Subtitles | سعادتك تعني لي كل شيء |
Ama annem benim için her şey demek. | Open Subtitles | لكن أمي انها تعني لي كل شيء |
Sen benim için her şeysin. | Open Subtitles | أنت تعني لي كل شئ. |
Sen benim için her şeysin. | Open Subtitles | أنت تعني لي كل شئ. |