ويكيبيديا

    "تعيش فيه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşadığın
        
    • yaşadığı
        
    • yaşadığını
        
    • yaşayabileceği
        
    • yaşıyor
        
    • yaşarsın
        
    • yaşayacak
        
    • yaşadığınız
        
    • para için satarlardı
        
    Kenneth, bu günde, senin yaşadığın sokağın karşısında birisi yendi. Open Subtitles الشخص الذي قتل اليوم يعيش في الشارع الذي تعيش فيه
    Daha içinde yaşadığın evin parasını bile ödemedin! Open Subtitles أنك حتى لم تقم بالإنفاق على المنزل الذى تعيش فيه
    Şimdi, sarayın yakınında küçücük fakir yalnız bir kadının yaşadığı bir kulübe varmış. Open Subtitles قرب القصر كان يوجد كوخ حيث كانت تعيش فيه إمرأة فقيرة ، لوحدها.
    Sürekli o bara gittim ve yaşadığını söylediği çevrelere bakındım. Open Subtitles ذهبت إلى الحانة مررت بالحي الذي قالت أنها تعيش فيه
    Amacı annesinin intikamını almak ve dünyayı kız kardeşi Nunnally'nin huzur içinde yaşayabileceği bir yere çevirmekti. Open Subtitles وذلك لكي ينتقم لأمه ويحول العالم إلى مكان يمكن لأختة نانالي أن تعيش فيه بسعادة
    Burun kıllarının orada örümcek ailesi yaşıyor gibi duruyor. Open Subtitles شعر أنفه يبدو وكأن هناك عائلة من العناكب تعيش فيه
    Evet, sadece bunun için yaşarsın. Open Subtitles أجل, تعيش فيه فقط
    Gidecek hiçbir yeri olmayan genç bir bayan gördüm, eğitimi yok, eğlencesi yok, yaşayacak bir yeri bile yok. TED رأيت امرأة شابة ليس لديها طريقة أو وسيلة لتذهب إلى أي مكان، بلا تعليم ولا تسلية ولا حتى مكان تعيش فيه.
    Benim görevim de sadece senin iyiliğini değil içinde yaşadığın toplumun da iyiliğini düşünmek. Open Subtitles ان مهمتى هنا التفكير ليس فقط فيما هو جيد لك .. بل فيما هو جيد للمجتمع الذي تعيش فيه
    Beraber yaşadığın adam başka bir adamla yer değiştirdi. Open Subtitles أن هذا الرجل الذي تعيش فيه مع حلت محلها شخص آخر.
    25 yıl boyunca içinde yaşadığın yerden nefret etmek. Open Subtitles خمسة وعشرون عامًا من الكراهية للمكان الذي تعيش فيه
    Nerede yaşadığı, ne yaptığı, ya da ne istediği hakkında mı? Open Subtitles ,ليس في كل العالم الذي تعيش فيه .بإمكانك فعل ما تحب
    Ona söylemediğimiz tek şey hâlâ yaşadığı şehirin Şerif Departmanına dava açarken dikkatli olması gerektiği çünkü kendini cinayetle suçlanırken bulabileceğiydi. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي لم نخبره به هو بإن يكون حذراً عندما ترفع قضية ضد قسم المأمور في مجتمع مازلت تعيش فيه
    Kızın yaşadığı o çöplüğe gir, döküntülerini topla, nezarete git, onu çıkar ve başka isimle bir otele yerleştir. Open Subtitles أذهب للمكان القذر الذي تعيش فيه أجمع كل أغراضها أذهب الى السجن ، و قم بأخراجها أصطحابها الى فندق تحت أسم مزيف
    - Nerede yaşadığını görmeyi çok isterim. Open Subtitles نعم أرغب بشدة أن أرى المكان الذي تعيش فيه
    Yemin ederim kimseye senin kim olduğunu ya da nerede yaşadığını söylemeyeceğim. Open Subtitles أقسم أنني لن أخبر أحدا المكان الذي تعيش فيه أو ما تبدو عليه
    Sakın unutma, nerede yaşadığını biliyorum. Open Subtitles و أتذكر ، وأنا أعرف المكان الذي تعيش فيه.
    Diğeri de dünyayı kız kardeşi Nunally'nin huzurla yaşayabileceği bir yere çevirmek. "Geleceğe" götüren bir yol. Open Subtitles الآخر أن يحول العالم إلى مكان يمكن لأخته نانالي أن تعيش فيه بسعادة. أي مسار يؤدي إلى المستقبل
    Amacı, annesinin öcünü almak ve dünyayı kız kardeşi Nunally'nin mutluca yaşayabileceği bir yer haline getirmek. Open Subtitles ليقوم بالانتقام لأمه وليحول العالم إلى مكان يمكن لأخته نانالي أن تعيش فيه بسعادة
    Lelouch anesinin öcünü almak ve kardeşi Nunally'nin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya yaratmak amacıyla çıktı yola. Open Subtitles يسعى ليلوتش للانتقام لأمه وأن يحول العالم إلى مكان آمن يمكن لأخته نانالي أن تعيش فيه بسعادة
    Nerede yaşıyor olursanız olun çok uzakta. Open Subtitles انه خط سفر طويل جدا من المكان الذي تعيش فيه
    Eğer o gelirse, sen yaşarsın. Open Subtitles إذا كان يخرج، الذي تعيش فيه.
    yaşayacak yeriniz kalmadıysa okumak isteyeceğiniz türden şeyler yazardım. Open Subtitles كتبت بعض الأشياء التي يجب أن تكتبها عندما لا يوجد لك مكان تعيش فيه
    Ve sizin filtre baloncuğu sizin kişisel çevrimiçi yaşadığınız özel evrensel bilginizdir. TED وفقاعتك المرشحة هي عالم المعلومات الفريد الخاص بك الذي تعيش فيه على الانترنت.
    Fakat köydeki insanlar çok fakirdiler... ve her gece, kız uyuduğunda eve doğru süzülüp... kızın altın saçlarından bir parça keserlerdi... ve bunları para için satarlardı. Open Subtitles ولكن أهل تلك القرية كانوا فقراء للغاية وكل ليلة، كانوا يزحفون للبيت الذى تعيش فيه تلك الفتاة ويقوموا بقطع قطعة من شعرها الذهبى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد