Telefonu çaldığında, açmadan önce odayı terk ediyor. | Open Subtitles | حينما يرن هاتفها تضطر أن تغادر الغرفة للرد عليه |
6 hafta önceyse, bütün vücudu Farr'dan uzaklaşıyor, sonrasında da odayı terk ediyor. | Open Subtitles | و أخيراً مُنذ 6 أسابيع، يحيد جسدها كاملاً بعيداً عن (فار). و تغادر الغرفة. |
Yiyene kadar odadan çıkmak yok. | Open Subtitles | و لن تغادر الغرفة حتى تفعل |
Yiyene kadar odadan çıkmak yok. | Open Subtitles | و لن تغادر الغرفة حتى تفعل |
Başladığında bir seminerden çıkmak üzereydim, daha önce bir çok kez yaptığım gibi çantamı karıştırıyor, kendi kendime mırıldanıyordum, aniden (beni) sakince (gözleyen) bir ses duydum "Odadan çıkıyor." | TED | كنت مغادرة لندوة عندما بدأَ الأمر كنت أدندن لنفسي، أتحسس حقيبتي تماما كما كنت أفعل مئات المرات من قبل، عندها فجأة سمعت صوتاً هادءاً يقول: "إنها تغادر الغرفة" |
Odadan çıkıyor. | Open Subtitles | إنها تغادر الغرفة |
Ve ne olursa olsun bu odadan çıkma. | Open Subtitles | ولا تغادر الغرفة مهما أصابكـَ من ظروف |
Odadan çıkmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك ان تغادر الغرفة |
Şimdi Wendell, odayı terk etmemelisin. | Open Subtitles | (ويندل), عليك ألا تغادر الغرفة |
- Dediğim gibi. odayı terk edin. | Open Subtitles | -بمعنى أن تغادر الغرفة الآن |
Odadan çıkıyor. | Open Subtitles | إنها تغادر الغرفة |
Sana odadan çıkma demiştim! | Open Subtitles | ألم أخبرك أن لا تغادر الغرفة |
- Odadan çıkmanızı istiyorum. | Open Subtitles | -أريدك أن تغادر الغرفة |