ويكيبيديا

    "تغتفر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • affedilemez
        
    • affedilmez
        
    • bağışlanır
        
    • affedilecek
        
    • günah
        
    • bağışlanamaz
        
    Ama korkunç ve affedilemez bir şey yaptığımı kabul etmen gerek. Open Subtitles ولكن عليك أن تتقبل بأنِ فعلت فضاعة, أشياء لا تغتفر.
    İnan bana senin hükümet binasında kalmandan başka bir şey istemezdim. Özellikle de burada yaşarken yaptığın affedilemez onca şeyden sonra. Open Subtitles خاصة بعد ما اقترفته من أشياء لا تغتفر أثناء عيشك هنا
    affedilemez bir suç işlemiş olsa dahi iki yanlışın, bir doğru edip etmediğini merak etmeye başladım. Open Subtitles على الرغم من انه ارتكب جريمة لا تغتفر , بدأت أتساءل ل لتر إذا كان اثنان الاخطاء جعل الحق حقا .
    Hatalarımın affedilmez olduğunu, ve şiddetle cezalandırılmayı hak ettiklerini biliyorum. Open Subtitles والتي لا تغتفر, تلك الأخطاء التي تتطلب لعقوبات شديدة.
    Evet, rahminde yaptığım o istemsiz, bilinçdışı refleks gerçekten affedilmez. Open Subtitles نعم ، تلك الحركة اللائرادية التي قمت بفعلها وأنا بالرحم ، كانت لا تغتفر
    Neyse bir hata, olabilir bir hata bir defa bağışlanır. Open Subtitles على اى حال .. الغلطة ممكن ان تغتفر مرة واحدة
    "Bunun için diyorum ki işlenen her günah ve küfür affedilecek. Open Subtitles لهذا أقول لكم كل خطيئة وتكفير سوف تغتفر
    Çünkü ben affedilemez bir günah işledim. Open Subtitles لأني أرتكب الخطيئة التي لا تغتفر
    Bu affedilemez. Open Subtitles هذه غلطة لا تغتفر
    Bu affedilemez. Open Subtitles هذه غلطة لا تغتفر
    Onun suçları affedilemez. Open Subtitles جرائمه لا تغتفر
    Zalimlik affedilemez. Open Subtitles الوحشية لا تغتفر
    Bu affedilemez, Peter, ve Stewie belki de bir daha arabaya binmeyecek. Open Subtitles كانت غلطة لا تغتفر (بيتر) و (ستيوي) ربما لن يقدر أبداً على ركوب السيارة مجدداً
    Hayatını kurtararak böyle affedilmez bir suç mu işledim? Open Subtitles ألم تكن هذه الخيانة اللا تغتفر هي ما أنقذت حياتك؟
    Seni kaybetseydim benim affedilmez sonum olacaktı. Open Subtitles لو كنت خسرتكِ لكانت نهاية لا تغتفر مني
    Tanrım, suçlarımın affedilmez olduğunu biliyorum. Open Subtitles يا ربّـاه، أعلم أنّ جرائمي لا تغتفر
    affedilmez bir trajedi. Aptal bir oğlun hareketlerinin sonucu. Open Subtitles مأساة لا تغتفر تسبب في فعلها ابن أناني
    Seni affedilmez şekillerde defalarca incittiğimin farkındayım. Open Subtitles أعرف أنّي آذيتكِ بأساليب لا تغتفر
    Ben Nate'le seks için hazır olmayı beklerken onunla seks yapmak gibi veya Pete Fairman'ı öldürmek gibi affedilmez şeyler yaptın. Open Subtitles اقترفتِ أشياءاً لا تغتفر مثل النوم مع (نايت) بينما كنّا معاً أو قتل (بيت فايرمان)
    Neyse bir hata, olabilir bir hata bir defa bağışlanır. Open Subtitles على اى حال .. الغلطة ممكن ان تغتفر مرة واحدة
    Sana yaptıklarım, affedilecek türden şeyler değildi. Open Subtitles الأشياء التي فعلتها لك لا تغتفر
    Bence tamamen sağlam olan insanlara, vücutlarındaki en küçük zararsız kusurları gösterip, onları gereksiz testler yaptırmaya zorlamak, büyük bir günah. Open Subtitles فقط لإخافتهم وجعلهم يدخلون في فحوص مرتفعة الثمن وبلا جدوى هي غلطة لا تغتفر
    Onu bağışladığınızı görüyorum bazı şeyler bağışlanamaz olsa bile. Open Subtitles رؤيتكم تسامحونه... عندما بعض الأشياء لا تغتفر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد