Beni gördüklerine şaşırdılar ama bence eninde sonunda gerçekten de duygularımızı göstermeye başladık. | Open Subtitles | تفاجئوا برؤيتي، لكن أعتقد أنه في نهاية المطاف، كنا قادرين على.. الإفصاح، حقًّا.. |
Bilim insanları 1930'larda ilk kez galaksi gruplarının hareketini ölçtüğünde ve içerdikleri madde miktarını tarttıklarında, şaşırdılar. | TED | عندما قاس العلماء لأول مرة حركة مجموعة من المجرات في الثلاثينات وحسبوا وزن المواد التي تحتوي عليها، تفاجئوا بالنتيجة. |
Quill'inki de dahil. Biz itiraz edince de şaşırdılar. | Open Subtitles | الريشة, وبعدها تفاجئوا عندما إعترضنا |
Etraftaki komşular, bu evin Los Angeles'ın bu yılki en büyük uyuşturucu halkası tarafından kullanıldığına çok şaşırdılar. | Open Subtitles | الناس في الحي الهادئ تفاجئوا لمعرفة أن هذا المنزل هو المخبأ لأكبر عصابات المخدرات التي عاصرتها (لوس أنجلوس) هذه السنة |