O da seni özlüyor. Sana dokunabilmeyi diliyor. | Open Subtitles | إنها تفتقدك هي أيضاً إنها تتمنى بأنها تستطيع لمسك |
Bunu bastırmaya çalışıyor ama seni özlüyor. | Open Subtitles | تحاولأنتقاومالأمر، لكنني أعلم أنها تفتقدك |
Seni deli gibi özlüyor ve Amerika'ya gelip onunla yaşamanı istiyor. | Open Subtitles | إنها تفتقدك بشدة و تريدك أن تأتي و تعيش معها في أمريكا |
Ama sizleri çok özlediğini iletmemi istedi. | Open Subtitles | لكنّها أخبرتني أن أبلّغك بأنّها تفتقدك جدًّا. |
Eminim, çok özlemiştir seni ama müsait değildir. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنها تفتقدك لكنها لا تستطيع المجيء. |
Galerisi için birkaç resim satın almış ve seni özlemiş. | Open Subtitles | إنها , لقد أشترت صورتين لمعرضها وإنها تفتقدك |
Belki özlüyordur. Nereden bileceksin ki? | Open Subtitles | .ربما إنها تفتقدك كيف يمكنك أن تعرف ذلك؟ |
Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun, seni özlüyor. | Open Subtitles | أتعرف أن ذلك معناه أنها تفتقدك أنت |
Seni özlüyor. İneceğimiz yerde seni bekleyecek. | Open Subtitles | إنها تفتقدك وهي تَنتظرُك عندما نهبط |
Annene haber vermeyi unutma. Seni özlüyor. | Open Subtitles | لا تنس الإتصال بأمك إنها تفتقدك |
Aynca bence o seni özlüyor. Göreceksin. | Open Subtitles | بالإضافة, أعتقد أنها تفتقدك, أترى؟ |
- Seni özlüyor. Gidip onu görmelisin. | Open Subtitles | أنها تفتقدك ، لابد أن تذهب لرؤيتها |
Kokaini özlediğinden daha fazla seni özlüyor. | Open Subtitles | أنها تفتقدك أكثر مما تفتقد الكوكاكين |
Ve seni çok özlüyor. | Open Subtitles | و هي تفتقدك بشدة. |
Ama sizleri çok özlediğini iletmemi istedi. | Open Subtitles | لكنّها أخبرتني أن أبلّغك بأنّها تفتقدك جدًّا. |
Evet, sanırım bizi birlikte görmek seni ne kadar özlediğini ona hatırlattı. | Open Subtitles | أعتقد أن رؤيتنا سوية جعلها تدرك كم تفتقدك |
Git, karın seni özlemiştir. | Open Subtitles | أذهب , انا واثق بأن زوجتك تفتقدك |
Eminim o da seni özlemiştir. | Open Subtitles | أنا واثقه أنها تفتقدك أيضا |
Seni delice özlemiş. | Open Subtitles | لا يمكنني فهم السبب لكنها تفتقدك بشكل فظيع |
Eminim o da sizi özlüyordur. Ve hediyelerinizi. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ أنها تفتقدك. |
Kendi hayır kurumundan zimmetine para geçirdin. Sonra da örtbas etmek için adam öldürdün. İnsanlık seni özlemez. | Open Subtitles | لقد اختلست أموالًا من مُؤسّستك الخيريّة، ثمّ قتلت لتغطية ذلك، البشريّة لن تفتقدك. |
Öyleyse sizi çok özleyecek, çünkü sizi öldüreceğim. | Open Subtitles | لأنها سوف تفتقدك .. أنا سأقتلك |
seni özledim koltuğum, koca kıçım da seni özledi. | Open Subtitles | آه يا سيد "كرسي" ، مؤخرتي الكبيرة تفتقدك أيضا ً |
İşin doğrusu, annem merak ediyor. Seni özlüyormuş. | Open Subtitles | وأمي قلقة عليك أظنها تفتقدك. |
Eğer arkadaşlıktan fazlasını istiyorsan seni özlemesini sağlamalısın. | Open Subtitles | اذا اردتها أن تتحول الي شئ اخر يجب أن تجعلها تفتقدك |