Hücreler, farklı ortamlarda farklı şeyler yaparlar. | TED | في سياق مختلف، الخلايا تفعل أشياء مختلفة. |
Çocuklar çılgınca şeyler yaparlar. | Open Subtitles | الأطفال تفعل أشياء مجنونة. أنتم لديكم أطفال. |
Bu arada 28 yaşında, ve bilgisayar ekranı ve dokunmatik ekranla çoğu insanın yapacağından daha hızlı şeyler yapıyor. | TED | عمرها 28 عاما، بالمناسبة، وهي تفعل أشياء بشاشة حاسبها الآلي ولوحة اللمس التي يمكن أن تستخدمها أسرع من البشر. |
Sen harika şeyler yapıyorsun ve ben bencilce davranıyorum. | Open Subtitles | أنت تفعل أشياء عظيمه و أنا هنا أفكر في نفسي فقط |
Ama sevgi söz konusu olunca, insanlar aptalca şeyler yapar. | Open Subtitles | ولكن في مسائل الحب، الناس تفعل أشياء حمقاء. |
- Bu para beni hırsız yaptı. - Korku insanlar aptalca şeyler yaptırır. | Open Subtitles | هذه الأشياء التي يُلقبونني بها - الخوف يجعل الناس تفعل أشياء غبية - |
Bazen cici kızları ve tatlı eşleri olan insanlar da kötü şeyler yapabilir. | Open Subtitles | كما تعلمى ، في بعض الأحيان الناس الذين لديهم إبنة جميله وزوجة صغيرة وجميلة تفعل أشياء سيئة |
Çocuklar çılgınca şeyler yaparlar. | Open Subtitles | الأطفال تفعل أشياء مجنونة. أنتم لديكم أطفال. |
Hayvanlar çiftleşme mevsiminde çılgınca şeyler yaparlar. | Open Subtitles | أعني ,الحيوانات تفعل أشياء غريبة خلال موسم التزاوج. |
İnsanların birbirlerine bir şeyler yaparlar. | Open Subtitles | السبب الوحيد الناس تفعل أشياء لبعضهم البعض |
Biliyorum resmin kurumasını izlemek gibi geliyor ama gerçekten oldukça garip şeyler yapıyor; izlemeye değer. | TED | أعلم أن هذا يبدو قليلاً مثل مشاهدة الدهان وهو يجف، ولكن القهوة تفعل أشياء غريبة جداً وهي تجف فهي تستحق المشاهدة. |
İkisi de Central City için harika şeyler yapıyor. | Open Subtitles | اه، وكلاهما تفعل أشياء كبيرة لوسط المدينة. |
İyi bir şey yaptığın için fazla bir şey söylemeyeceğim ama Bang Shil geldiğinden beri normalde yapmayacağın şeyler yapıyorsun. | Open Subtitles | ،ليس لديّ الكثير لأقولهُ بما أن نواياك كانت جيدة ولكن، يبدو أنك تفعل أشياء لم تكُن تفعلها عادة بعدما أصبحت "بانغ شيل" بجانبك |
Sürekli aptalca şeyler yapıyorsun! | Open Subtitles | كنت تريد دائماً أن تفعل أشياء غبية! |
Makarna ile harika şeyler yapar, özellikle domateslerle. | Open Subtitles | أنها تفعل أشياء مذهلة بالمكرونة وخاصة مع الطماطم |
İnsanlar korktukları zaman kötü şeyler yapar, bilirsin. | Open Subtitles | الناس تفعل أشياء فظيعة حينما يمتلكهم الخوف. |
Sevgi bazen insana çılgınca şeyler yaptırır. | Open Subtitles | الحب يجعلك تفعل أشياء مجنونة في بعض الأحيان. |
Bilirsin, bazen insanlar, timsahlar, delice şeyler yapabilir. | Open Subtitles | كما تعرف , الناس أحيانا00 التماسيح , تفعل أشياء مجنونة |
Neden arabama çarpan bir şerefsiz ile gey işleri yapıyorsun? | Open Subtitles | الانتظار لماذا لديك أن تفعل أشياء مثلي الجنس مع الأحمق الذي ضرب سيارتي ؟ |
Karanlık bir yer ve müzik çalıyorlar aptalca bir şeyler yapmak için çok çok hızlı dönüyor. | Open Subtitles | أنها مظلمة و يشغلون الموسيقى تتحرك بسرعه و تدعك تفعل أشياء غبيه |
Sana kötü şeyler yapmanı da söylüyorlar mı? | Open Subtitles | هل يقولون لك أن تفعل أشياء سيئة؟ |
Bazen savaşlarda iyi şeyleri yapmak adına kötü şeyleri yapmak zorundasındır değil mi? | Open Subtitles | أحياناً في الحرب، يجب أن تفعل أشياء سيئة، صحيح؟ |
Pişman olabileceğin şeyler yaptırabiliyor sana tabi eğer hala yapmadıysan... | Open Subtitles | انه يجعلك تفعل أشياء سوف تندم عليها مثل سرقة أجهزة الصراف الآلي |
Sen böyle şeyler yaparken... benim başkalarına aşık olmam nasıl mümkün olacak? | Open Subtitles | كيف يمكنني ان اعجب بشخص آخر وانت تفعل أشياء من هذا القبيل؟ |
"...kötü şeyler yaparsanız, öldüğünüzde bu harika yere gidemezsiniz." | Open Subtitles | إذا كنت تفعل أشياء سيئة فلن تذهب إلى هذا المكان العظيم عندما تموت |
Tabii ki de benzer şeyler yapacaklar. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال أنها سوف تكون تفعل أشياء مماثلة. |