Ama ben bunu senin yaptığın gibi yargılamıyorum. Görüyor musun? | Open Subtitles | لكنّي لا أحكم عليها كما تفعل أنت , أرأيت ؟ |
...sana destek olmaya çalışıyorum aynı senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | بتقبل حقيقة أنهُ يوجد حالة موت مثل ما تفعل أنت |
Sen yapmaz mıydın bunu? | Open Subtitles | ألن تفعل أنت مثله؟ |
Ben yapardım. Sen yapmaz mıydın? | Open Subtitles | انا سأفعل ألن تفعل أنت ؟ |
Sanırım bana güvenmek zorunda kalacaklar. - Senin gibi. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه يجب عليهم أن يثقوا بي كما تفعل أنت |
Yani sana göre, senin Marta'ya yaptığın gibi onu aldatıp ve yalan söylemem en iyisi, öyle mi? | Open Subtitles | إذن هل تعتقد انه من الأفضل إذا كنت أخدعها وأكذب عليها مثلما تفعل أنت مع مارتا, أليس كذلك؟ |
Tıpkı senin gibi. Sen döndüğünden beri onun da huyu suyu değişti. | Open Subtitles | بالضبط كما تفعل أنت بى , منذ عودتك و هى تسلك نفس الطريق |
senin yaptığın gibi insanları öylece vuramıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن أُردي الناس في رأسهم كنت تفعل أنت |
Sen doğrusunu yapıyorsun. Biliyor musun, bir gün senin yaptığın gibi işler nasıl rasyonalize edilir öğreneceğim. | Open Subtitles | أتعلم شيئاً، يوماً ما سأتعلم كيف أرشّد الأمور كما تفعل أنت. |
Çünkü biz senin yaptığın gibi insanlarla oynamayız. | Open Subtitles | لأننا لا نعبث بالناس كما تفعل أنت |
Halkımı senin yaptığın gibi temsil etmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أمثل شعبي مثلما تفعل أنت |
senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | كما كنت تفعل أنت |
Tıpkı şimdi senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | تماماً كما تفعل أنت الآن, |
Önce bir elinizle sağlam tutun... - ...sonra diğerini bırakın. - Senin yaptıklarını yapacağım. | Open Subtitles | أحرص على إنّك متمسك بالدعامة جيداً قبل أن تترك الآخرى ـ سأفعل مثلما تفعل أنت. |
- Senin ettiğin gibi. | Open Subtitles | انت تكرهه, أليس كذلك؟ كما تفعل أنت. |
- Senin mi ziyaret etmen gerekiyordu? - İstemedin mi? | Open Subtitles | -كان من المفترض ان تفعل أنت هذا؟ |
Ha senin Sylvia'ya yaptığın gibi yani. | Open Subtitles | أوه، تعني مثلما تفعل أنت مع سيلفيا؟ |
Ha senin Sylvia'ya yaptığın gibi yani. | Open Subtitles | أوه، تعني مثلما تفعل أنت مع سيلفيا؟ |
Tıpkı senin gibi. Sen döndüğünden beri onun da huyu suyu değişti. | Open Subtitles | بالضبط كما تفعل أنت بى , منذ عودتك و هى تسلك نفس الطريق |