Doğru olanı yapıyorsun Mike. Tarih bunu görecektir. | Open Subtitles | انك تفعل الصواب يا مايك والتاريخ سوف يتذكر ذلك |
İyi bir adamsın ve Doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت رجل صالح وأنت تفعل الصواب |
Doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | انك تفعل الصواب |
İşin üzücü tarafı; bunu kim yaptıysa, kıza doğru olanı yaptığına onu ikna etmiş. | Open Subtitles | الجزء الحزين أيّاً كان، هو بإقتناعها أنها تفعل الصواب. |
Belki de yalnızca doğru bir şey yapacağına inanmak istedim. | Open Subtitles | ربما أردت أن أصدق بأنك تفعل الصواب |
Ailen için doğru olanı yapmadın. | Open Subtitles | لم تفعل الصواب اتجاه عائلتك |
Bu şekilde yaşamak istemiyorsun. Hayatına devam ediyorsun. doğru şeyi yaptığını söylemek için buradayım bu yüzden aynen devam et. | Open Subtitles | لا تريد العيش بتلك الطريقة ، عليك المضي قدماً أنا هنا لأخبرك ، أنت تفعل الصواب ، حافظ عليه فحسب |
Doğru olanı yapıyorsunuz sayın başkan. | Open Subtitles | أنت تفعل الصواب, سيدي الرئيس |
Doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تفعل الصواب. |
Doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | إنك تفعل الصواب |
Doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تفعل الصواب |
- Hayır, özür dileme. - Hayır. Doğru olanı yapıyorsun adamım. | Open Subtitles | لا تعتذر أنت تفعل الصواب |
Doğru olanı yapıyorsun. Bana güven. | Open Subtitles | أنت تفعل الصواب |
Doğru olanı yapıyorsun, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | . أنت تفعل الصواب أتعلم هذا |
Doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تفعل الصواب |
Ben ne olursa olsun doğru olanı yaptığına inanıyorum. | Open Subtitles | لأي سبب كان، أظنك تفعل الصواب. |
Belki de yalnızca doğru bir şey yapacağına inanmak istedim. | Open Subtitles | ربما أردت أن أصدق بأنك تفعل الصواب |
Oğlumuz için doğru olanı yapmadın. | Open Subtitles | لم تفعل الصواب اتجاه ابننا |
Hayır, doğru şeyi yaptığını düşünüyordun. | Open Subtitles | توقعت أنك تفعل الصواب |
- Doğru olanı yapıyorsunuz. | Open Subtitles | .إنّك تفعل الصواب - ! |