Daha önce bizimle çalıştıklarında sen vardın o yüzden senin yaptıkları işi iyi bildiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | وبما أنك كنت هنا عندما كانوا هنا، يظنّون بأنك تفقه بشركتهم. |
Sen en iyiyi bildiğini düşünüyorsun | Open Subtitles | تحسبُ بأنك تفقه أفضل مني |
- Her şeyi bildiğini sanıyorsun. | Open Subtitles | اتعتقد انك تفقه كل شيء |
Tüm bu kimyasalları ısmarladın ama nasıl kullanıldığı hakkında bir bok bildiğin yok. | Open Subtitles | لقد طلبت هذه المواد الكيميائية وأنت لا تفقه كيفية استعمالها. |
Bir bok bildiğin yok. Asla bilemeyeceksin de. Anlıyor musun? | Open Subtitles | انت لا تفقه شيء ولن تفعل ابدا اتفهم ما اقوله ؟ |
Kapıları tamir ettiğini biliyorum, ama mücevherden anladığını bilmezdim. | Open Subtitles | كنت اعرف انك تصلح الابواب ولكن لم اكن اعرف انك تفقه في الألماس. |
Benim kız kardeşim, ama bazen benim hakkımda yanlış düşünüyor. | Open Subtitles | إنها أختي,ولكن في بعض الأوقات لا تفقه شيئاً. |
Ama hikayeler anlatmayla ilgili bir şeyler bildiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}لكنّي ظننتك تفقه شيئاً عن رواية القصص {\pos(190,210)}هكذا تبيع |
Bunu nasıl yapacağını bildiğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أحسبك تفقه كيفيّة فعل ذلك. |
Ama hiç birşey bildiğin yok. | Open Subtitles | ولكلنك لا تفقه شيء |
Hiçbir halt bildiğin yok. | Open Subtitles | انت لا سا سا (تفقه) شيء |
İçinde bulunduğun durumu anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لأأعتقد بأنك تفقه الحاله التي أنت فيها |
Çünkü bir bok anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني أظنك لا تفقه شيئاً |
Benim hakkımda hiçbirşey bilmiyorsun, pislik. | Open Subtitles | أنت لا تفقه شيئًا عني يا رجُل |