| Bu balonları al ve "koş" dediğim zaman hızla koş ve balonları elinden bırakma. | Open Subtitles | اركضي، أركضي بأسرع ما يمكنكِ و لا تفلتي البالونات |
| Sakin kal, elimi tut, sakın bırakma. | Open Subtitles | ابقي هادئة, لا تفلتي يدي لا تتركيه |
| Ve bana yalan söyleyerek buradan kurtulamazsın. | Open Subtitles | ولن تفلتي من العقاب إذا كذبت علّي |
| Komşu adamın "bundan kurtulamazsın" diye bağırdığını duymuş | Open Subtitles | سمعه الجار يصرخ قائلاً: "لن تفلتي بهذا الأمر". |
| O kadar çabuk kaçamazsın. iPod'umu yeni kaybettim. | Open Subtitles | لن تفلتي بهذه السرعة لقد فقدت جهاز الاَيبود |
| Bundan hiç bir zaman kurtulamayacaksın. | Open Subtitles | لن تفلتي بفعلتك هذه. |
| bırakma! Dur! | Open Subtitles | لا تفلتي يدك , انتظري |
| Sıkı tutun! bırakma! David. | Open Subtitles | تشبثي جيداً، لا تفلتي |
| Tavşan, ne yaparsan yap ama sakın bırakma! | Open Subtitles | ياعدنة، مهما حدث لا تفلتي |
| - O kadar kolay kurtulamazsın. | Open Subtitles | لا ، لن تفلتي من هذا بسهولة |
| O kadar kolay kurtulamazsın. | Open Subtitles | لن تفلتي مني بسهولة |
| Bundan kurtulamazsın. | Open Subtitles | لن تفلتي بالامر أبداً |
| İnsanların hayatlarıyla oynayıp sonra da kaçamazsın! | Open Subtitles | لا يمكنك العبث بأرواح الناس وتتوقعين أن تفلتي بفعلتك! |
| Bundan asla kaçamazsın seni kahpe. | Open Subtitles | لن تفلتي بفعلتك، أيتها اللعينه. |
| Keith'a yaptıklarından kaçamazsın. | Open Subtitles | مافعلتهِ بــكيث لن تفلتي منه. |
| Evet, bu işten kurtulamayacaksın. | Open Subtitles | أجل، ولن تفلتي بفعلتكِ |
| - Bundan kurtulamayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تفلتي من هذا |
| Bundan kurtulamayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تفلتي بهذا |
| Bir dakika. Öyle kolay paçayı kurtaramazsın. Düşüncelerini söyle. | Open Subtitles | لحظة واحدة، لن تفلتي بهذه السهولة، اخبريني برأيك |
| - Bu işten paçanı kurtaramayacaksın. | Open Subtitles | أنتِ لن تفلتي من العقاب على هذا. |
| Ne yaptığını biliyorum. Bundan yakayı sıyıramayacaksın ama. | Open Subtitles | أعرف ما تفعلينه، ولن تفلتي بفعلتك. |