Şu anın iyi bir zaman olmadığını söyledim. Bunun hangi kısmını anlamadın? | Open Subtitles | قلت بأن هذا ليس توقيت جيد , اى جزء فى هذا لم تفهمه ؟ |
Söylesene Guardian, rahatsız etmeyinin hangi kısmını anlamadın? | Open Subtitles | أخبرني , أيها الحارس , ما هو الجزء من لا ازعاج لم تفهمه ُ ؟ أي جي |
Bill, sana anlamadığın bir şeye adım attığını söylediğimde bana inan. | Open Subtitles | بيل, ثِق بي عندما أقول لك إنّك تخوض شيء لا تفهمه. |
Başkasının iç çamaşırlarına karışma Hiçbir şey anlamıyorsun. Burada anlaşılacak ne var ki? | Open Subtitles | لا تحشر نفسك فى لباس . أحد الداخلى إذا كنت لا تفهمه |
Ama gitmeden önce her şeyden çok anlaman gereken bir şey var. | Open Subtitles | ولكن قبل ان تذهب شئ واحد يجب ان تفهمه اكثر من الجميع |
Dikkat çekmemenin hangi kısmını anlamadın? | Open Subtitles | أي جزء من البقاء بعيداً عن الأنظار لا تفهمه ؟ |
Bunu hiç anlamadın, dostum. Bu hep sorun oldu. | Open Subtitles | هذا ما لن تفهمه مطلقاً يارجل وهنا تكمن المشكلة طوال الوقت |
Planın tam olarak hangi bölümünü anlamadın? | Open Subtitles | أي جزء من الخطة لم تفهمه بوضوح؟ |
"Kovuldun"un neresini anlamadın? | Open Subtitles | مالجزء الذي لا تفهمه من : أنت مطرود |
anlamadığın şeylere gevezelik diyorsun. | Open Subtitles | أيّ شيء لا تفهمه تقول عنه: أحاديث تافهة. |
anlamadığın şey şu: O klonlanmak istemiyor. | Open Subtitles | مالا تفهمه أنّها لا تريد أن تكون مستنسخة |
Neden anlamadığın şeyler hakkında konuşmaktan vazgeçmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تتوقف عن التحدث عن كل مالا تفهمه ؟ |
- İşte bu yüzden anlamıyorsun. Senin bir şekilde görmediğin şeyler. Günün her anında, bu dükkânın her köşesinde olan şeyler sana göre imkânsızdı. | Open Subtitles | هذا ما لا تفهمه , ما فاتك بطريقة ما كل دقيقة من كل يوم في كل زاوية بالمتجر |
"Decepticonlar geri döndü" dememin neresini anlamıyorsun? | Open Subtitles | و ما الذي لا تفهمه في عودة الديسيبتكونز؟ |
Ben sadece sana iyi kapılar yapmak istiyorum. anlaman gereken bu. | Open Subtitles | هذا ما يجب أن تفهمه ها هو دفترك أيها الولد |
Belki merhameti de; fakat cinayeti rahatsız edici derecede iyi anlıyorsun. | Open Subtitles | وربما الرحمة كذلك، لكن القتل أمر أنت تفهمه بشكل جيد مقلق |
Bu asla anlayamayacağın bir dünya ve insan anlamadığı şeylerden korkar. | Open Subtitles | لذا لا تأتي إلى هنا بغضبك فى محاولة أن تثبت شيئاً لنفسك هذا هو العالم الذي لن تفهمه قطّ |
"Lanet oylamayı ertelemek istemiyorum" un hangi kısmını anlayamadın? | Open Subtitles | أي جزء من عبارة لا أريد تأجيل التصويت لست تفهمه ؟ |
Howard, şunlara bir göz at ve anlayamadığın yerleri söyle. | Open Subtitles | هاوارد, ألق نظرة عليها و أخبرني بما لا تفهمه |
Ama senin asla anlamayacağın bir yönden. | Open Subtitles | نعم إنني كذلك لكن على نحو لن تفهمه أبداً |
Senin anlamanı beklediğim bir şey değil, ne de olsa işin içinde para yok. | Open Subtitles | انه شئ لن تستطيع ان تفهمه, لأنه لا يتعلق بالمال |
Yatak odası penceresinden anlamadığı bir şey görüyor, ama anladığını sanıyor. | Open Subtitles | من نافذة غرفتها لا تفهمه، لكن تظن أنها تفهمه |
Anlamayacak ne var? | Open Subtitles | ما الذي لا تفهمه ؟ |
Meme görüntüleme dünyasındaki güçlerin mevcut durumu sürdürmeyi neden istediğini anlamak zor olmasa gerek. | TED | نعم سبب ذلك يمكن تفهمه وهو وجود قوى في عالم تصوير الثدي الذين يفضلون الوضع الراهن |
Dünyayı görmüş, ama onu anlamıyor. | Open Subtitles | إنها تنظر للعالم ، ولكنها لا تفهمه. |