Ben bunu kaçıracaksam, herkes kaçırmak zorunda. | Open Subtitles | إذا كان لابد أن أفوّت هذه, الجميع عليهم تفويتها. |
Bu sabah duruşma öncesi önergem var, kaçırmak istemem. | Open Subtitles | ولكن لديّ جلسة استدعاء هذا الصباح، ولا أريد تفويتها |
Böyle önemli bir olayı kaçırmak istemedik. | Open Subtitles | قضيّة ذات هدف سامي كتلك، لا نريد تفويتها |
Erkek arkadaşımla partiye gideceğim, kesinlikle kaçıramam. | Open Subtitles | سأرتاد حفلة برفقة خليلي ولا أستطيع تفويتها |
Kaçırılmaması gereken bir yer. | Open Subtitles | مزرعة "هايفن" لحيوان الموس، لا يمكن تفويتها |
Bu kaçırmak istemediğim bir görev. | Open Subtitles | هذه واحدة من المُهمّات التي لا أود تفويتها |
Okulda birçok şey oluyor ve ben kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | هناك اشياء تحدث في المدرسه وانا لااريد تفويتها |
Aradığında tüttürüyordum ama benim için çok büyük bir fırsattı ve ben de kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | كنت ادخن الحشيش عندما اتصلتِ لكنها كانت فرصة لا تصدق لم ارد تفويتها أسفة |
Çok güzel bir şey oynuyor şu an. kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | ثمّة مباراة حامية جدًّا ولا أودّ تفويتها. |
Rio'ya giden bir uçak var! Onu kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | طائرة تتوجه إلى ريو أنا لا أريد تفويتها |
İnanılmaz bir fırsattı ve ben de kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | لقد كانت فرصة رائعة لم ارد تفويتها - متى يمكنك البدء؟ - |
Vegas'taki konseri kaçırmak istemediklerini ve uçaklarının kalkacağını söylediler. | Open Subtitles | صديقتاها رحلتا قالتا أنّ طائرتهما ستقلع وأنّ هناك حفلةً في "فيغاس" لا يمكنهما تفويتها |
Ama yarışmaya ancak partnerim olursa katılabilirim ve bu yıl da fırsatı kaçırmak üzereyim. | Open Subtitles | لا أستطيع الاشتراك إلّا مع شريك -و أنا على وشك تفويتها لعامٍ آخر |
kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد تفويتها. آمين، لهذا يا أختاه. |
İnanılmaz bir fırsattı ve ben de kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | لقد كانت فرصة رائعة لم ارد تفويتها - متى يمكنك البدء؟ - |
Los Angeles uçağı. kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | إلى "لوس أنجليس" لا أُريد تفويتها |
kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | لم أشأ تفويتها. |
kaçıramam, romanını bana adadı. | Open Subtitles | لايمكنني تفويتها لقد كرس روايته لي |
Ben... ben bunu kaçıramam. | Open Subtitles | لا يمكنني تفويتها |
Bunu kaçıramam. | Open Subtitles | لا أود تفويتها. |
Kaçırılmaması gerekir. | Open Subtitles | لا ينبغي تفويتها وهم. |
kaçırılmayacak bir fırsat! | Open Subtitles | إنها فرصة لا يمكن تفويتها |