| Sezgiden yoksun. Sorunlara kafanda bir buz torbasıyla yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | تقتربين من كلّ مشـاكلك بوضع عبوة ثلج على رأسك |
| Creel olsa gerek. May, hiçbir destek olmadan sivil bir bölgeye yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | "ماي"، انت تقتربين من منطقة سكنية بدون دعم |
| yaklaşıyorsun, yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | انت تقتربين من ذلك انتِ تقتربين |
| Yaptığın onca şeyden sonra sana oğlumun yanına yaklaşmana izin vereceğimi düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تظنين بعد كل شيء فعلتيه سأدعك تقتربين من أبني ؟ |
| Sana oğlumun yanına yaklaşmana izin vereceğimi düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقدين بأنني سأدعك . تقتربين من ابني ؟ |
| Sunağa yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقتربين من المذبح |
| Vaad edilmiş topraklara çok yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقتربين من أرض الميعاد |
| Ortaya yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تقتربين من المنتصف. |
| Benliğine yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | تقتربين من نفسك |
| Lancelot, irtifa sınırına yaklaşıyorsun. Balonlar fazla dayanmayacaktır. | Open Subtitles | يا (لانسيلوت) أنت تقتربين من الحافة، لن تتحمل تلك المناطيد طويلًا |
| Scully, ikinci defadır tehlikeli bir şüpheliye destek olmadan yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | (سكالي) هذه المرة الثانية تقتربين من مشتبه فيه خطير دون دعم |
| Kirsten, Jamie'nin öldüğü ana yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقتربين من وقت وفاة جيمي |