Beni öldürme. Yaşamak için anılarınızın bir bölümü olmak zorundaydım. | Open Subtitles | لا تقتلني ، اضطررت لأكون جزءاً من ذكرياتكم حتى أعيش |
Lütfen beni öldürme, lütfen. | Open Subtitles | إنني في الثلاثين من العمر فحسب لا تقتلني.. |
- Sen beni öldürüyorsun, adamım. - Uçuş yok. | Open Subtitles | ــ أريدك أن تعرف بأنك تقتلني يا رجل ــ لا طيران |
Şimdi Jackie için bir şeyler almak zorundayım. Beni öldürecek! | Open Subtitles | والان يجب ان اذهب واشري شي لجاكي وإلا سوف تقتلني |
Yemin ederim önce beni öldürmek zorundasın. Önce beni öldürmelisin. | Open Subtitles | أنت يجب أن تقتلني أولا، أقسمت أنت يجب أن تقتلني أولا |
Ama lütfen beni öldürmeyin. Tanrı aşkına yaşamama izin verin. | Open Subtitles | لكن أرجوك لا تقتلني حبّاً بالله، دعني أعيش |
Kıl payı ha! Hani bu şey beni öldürüyor muydu? | Open Subtitles | يا الهي ان لم تقتلني هذه فمن يقدر على قتلي؟ |
Hayır! Beni öldürme! Şapkanın içindeki kameranın içinde kaset olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لا ، لا تقتلني ، لم أعلم أن هناك شريط بكميرا القبعة |
- öldürme beni. - Seni öldürmeyeceğim, babalık. | Open Subtitles | . ـ لا تقتلني . ـ أنا لن أقتلك أيها الرجل الكبير |
Beni öldürme sözün mü yoksa iki bacağımı da kırdırtacağın sözü mü? | Open Subtitles | هل كان ذلك الوعد هو أن تقتلني ام هو ذلك الوعد بأن تكسر قدميّ |
Lütfen. Lütfen, beni öldürme. - Ne derseniz yapacağım. | Open Subtitles | رجاء , رجاء لا تقتلني سأعمل أي شيئ تقولة |
"Tanrım, Lynard, lütfen çekiçle öldürme beni." demişti. | Open Subtitles | يا إلهي, لينارد أرجوك لا تقتلني بالمطرقه, لينارد, ارجوك |
Şunu iyi anla ki, sadece beni değil, onu da öldürüyorsun. | Open Subtitles | أفهم أمراً. لست تقتلني وحسب. بل تقتلها أيضاً. |
Teslim olmazsam, o ve burada yaşayan adamlar beni öldürecek. | Open Subtitles | سوف تقتلني هي والشابين اللذين يعيشان هنا ان لم استسلم |
Onu öldürdün. Beni öldürmek istedin ama onuı öldürdün! | Open Subtitles | لقد قتلتها, لقد حاولت أن تقتلني لكنك قتلتها |
Ölmek istemiyorum, lütfen beni öldürmeyin. Lütfen. | Open Subtitles | من فضلك لا تقتلني أنا لا أريد الموت من فضلك |
Bu tabanlıklar beni öldürüyor. | Open Subtitles | هذه الدعائم المثبتة للقوس تقتلني تناول قرصاً من الأسبرين |
Çakmaktaş beni öldüreceksin ama anneme söylediğim için mutlu öleceğim. | Open Subtitles | فلينتستون، كدت تقتلني وسأموت حتى أخبر أمي |
Yani beni öldürmeyeceksin ama onu mıhlayacak mısın? | Open Subtitles | ، إذا أنا لن تقتلني لكن هي ستقتلها بكل بساطة؟ |
Eğer o sürtük açılış gecesini kaparsa annem beni öldürür. | Open Subtitles | ان تلك العاهرة وصلت لليلة الافتتاح فأن امي سوف تقتلني |
- Ben yine insan değilim inanamıyorum. - Beni öldürmedin sen memnun değil misin? | Open Subtitles | لا أصدّق أنني بشري مجدداً ألست سعيداً لأنك لم تقتلني ؟ |
- Seni vurmak istemiyorum. - Ben uyanık olduğum için mi öldürmüyorsun? | Open Subtitles | انا لا اريد ان اطلق النار عليك لا تستطيع ان تقتلني وانا صاحية |
Beni öldürmeden önce senden isteyeceğim son bir şey var. | Open Subtitles | هناك أمرٌ واحد أطلبُ منكَ أن تفعله بعد أن تقتلني. |
- Seni öldürmem gerekir.... - Çünkü beni öldürmen gerekir. | Open Subtitles | يجب علي أن اقتلك و بعد ذالك يجب ان تقتلني |
Beni öldürmeni istiyor. Çarşamba'ya kadar vaktin var, değil mi? | Open Subtitles | يريدك أن تقتلني لديك مهلة حتى الأربعاء, صحيح؟ |
Benim oğlum bir sünepe olabilir ama onunkine dokunduğumda, neredeyse beni öldürüyordu. | Open Subtitles | بامكاني أن أصفع ابني بقوة لكن عندما لمست ابنها كادت أن تقتلني |