| Soyadan hemen hemen her şeyi yapabilen bir adamım var. | Open Subtitles | لدي هذا الشخص الذي بإمكانه عمل تقريبا كل شيء من صلصة الصويا |
| Çok değil, ama hemen hemen her şeyi denedim diyebiliriz. | Open Subtitles | ليس كثرا ولكن جربت تقريبا كل شيء |
| Bu hayattan daha büyük bir adamın vedasıdır, öyle bir adam ki, onun için her şey, yani, neredeyse her şey, imkan dahilindedir, ümidi canlı tutan bir adamın vedasıdır. | TED | هذا وداع رجل كان اكبر من الحياة وداع رجل كان كل شيء تقريبا كل شيء بالنسبة له جائز وداع رجل ابقى الأمل حيا |
| Olanlardan bazılarını hatırlayamıyorum, ama neredeyse her şey geri geldi. | Open Subtitles | بعض مما حدث لايمكني أن أتذكره لكن تقريبا كل شيء أخر أتذكره |
| Sanırım bu listedeki her şeyi hemen hemen yaptık, hı? | Open Subtitles | وأعتقد أننا عبرنا تقريبا كل شيء خارج هذه القائمة، هاه؟ |
| Sanırım bu listedeki her şeyi hemen hemen yaptık, hı? | Open Subtitles | وأعتقد أننا عبرنا تقريبا كل شيء خارج هذه القائمة، هاه؟ |
| Nişancılık, fiziksel eğitim, engelli parkur, Hogan's Alley, kitaplarla ilgili olmayan neredeyse her şey. | Open Subtitles | مهارة الرمي طريق العقبات , ممر هوجان تقريبا كل شيء في البرنامج |
| Bu ülkede yaptığımız ve çok gecikmeden başlayamayacağımız neredeyse her şey için ölçek küçültüp, tekrar ölçeklendirip yeni boyut belirlemek zorunda kalacağız. | TED | ونحن في طريقنا لدينا لخفض الحجم، وإعادة التحجيم ، وإعادة التحجيم تقريبا كل شيء نفعله في هذا البلد، ونحن لا يمكن أن تبدأ قريبا بما فيه الكفاية للقيام بذلك. |