| Kendinden bahsetmekten daha çok nefret ettiği şey, geri adım atmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي تكرههُ التحدث عن نفسها في الماضي. |
| Evet ancak masumiyetine giden yol, ...ondan nefret eden bir kadının sözüne bağlı. | Open Subtitles | نعم، لكن المفتاح لبراءتهِ يعتمدُ على كلمةِ إمرأةٍ تكرههُ |
| Mesela eski karım, annesinin nefret ettiği bir adamla evlendi. | Open Subtitles | على سبيل المثال، كما طبقته زوجتي السابقة، أن تتزوجَ الرجلَ الذي تكرههُ والدتُهاِ. |
| O kadar nefret ettiğin bir şey olsun ki öldürmeye bile istekli ol. | Open Subtitles | شيء تكرههُ كثيراً وتتمنى أن تقتله |
| nefret ettiğin adam oldun! | Open Subtitles | لقد أصبحتَ نفس الرجل الذي تكرههُ |
| Ondan hala bu kadar mı nefret ediyorsun? | Open Subtitles | ما زِلتَ تكرههُ بهذا القَدر؟ |
| nefret ettiğin bir şeyi düşün. | Open Subtitles | في شيء أنتَ تكرههُ |
| - Ondan neden nefret ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تكرههُ ؟ |