Cevap, pelvis içine oturan oval kese olan mesanenin çalışmasında yatıyor. | TED | تكمنُ الإجابات في عمل المثانة، والكيس البيضوي الذي يقع داخل الحوض. |
Matematiksel modellemenin gücü ve güzelliği bildiğimizi düşündüğümüz şeyleri çok titiz bir şekilde formülize etmemizi sağlamasında yatıyor. | TED | فعالية وجمال النمذجة الرياضية تكمنُ في أنها تجعلنا نضفي الطابع الرسمي وبطريقةٍ دقيقةٍ جدًا، على ما نعتقد أننا نعرفه. |
Tüm bu soruların temelinde tabiatın bir kuvveti yatıyor bizi çevreleyen, bize nüfuz eden ve galaksiyi bir arada tutan. | Open Subtitles | بجوهر كلّ هذه التساؤلات تكمنُ قوّة طبيعيّة تُحيط بنا, تخترقنا, وتربط أوصال المجرّة ببعضها. |
Problem yalnızca onun ne anladığında değil aynı zamanda nerede yanıldığında yatıyor. | Open Subtitles | لا تكمنُ المشكلة فيما فهمه, بل بما عجز على تجميعه. |
- Sanırım bunun cevabı Connecticut'ta yatıyor. | Open Subtitles | افترضُ أن الأجابه عن هذا تكمنُ في "كونيتيكت |
Kâinatın sırları solucan deliğinde yatıyor. | Open Subtitles | أسرار الكون تكمنُ "عبرَ الثقب الدودي" |
Kâinatın sırları solucan deliğinde yatıyor. | Open Subtitles | أسرار الكون تكمنُ "عبر الثقب الدودي" |
Çünkü cevaplar burada yatıyor. | Open Subtitles | -لأنّ الإجاباتِ تكمنُ هنا . |