Shannon'ı öldüren sen değildin, onlardı. | Open Subtitles | لم تكن أنتِ من قتل شانون بل هم |
Tanrıya şükür sen değildin. sen değildin. | Open Subtitles | لكن حمداً لله لم تكن أنتِ |
Sorun değil, söyleyen sen değildin. | Open Subtitles | . لابأس لم تكن أنتِ |
Bir sabah uyanıp, senin sen olmadığını fark etmekten çok korkuyorum. | Open Subtitles | أكره الإستيقـاظ ... في الصبـاح وأكتشف أنّ أنتِ لم تكن أنتِ |
- Hayır, sorun değil, sen değildin. | Open Subtitles | أنا بخير . لم تكن أنتِ |
Oh, o sen değildin. | Open Subtitles | لم تكن أنتِ |
sen değildin. | Open Subtitles | لم تكن أنتِ |
sen olmadığını söyleme. | Open Subtitles | لن أقنع نفسي بأنها لم تكن أنتِ |
O gece çekilen resimdeki kızın sen olmadığını biliyordun. | Open Subtitles | إنّكِ تعلمين أنّ تلك لمْ تكن أنتِ في تلك الصُورة. -ماذا؟ |