Ciddiyim, Enerji Bakanlığı'nın hidrolik kırılmayla bir ilgisi yoktu. | TED | أقصد جديا، إدراة الطاقة لم تكن لديها أية علاقة بالتكسير الهيدروليكي. |
Arada bulunan South Bronx'un hiç şansı yoktu bile. | TED | لكن جنوب برونكس، والتي تقع في الطريق بينهما، لم تكن لديها فرصة |
Bana minyatürleri gösteren kadın, ona hiç benzemiyordu. Kadının onun gibi beni yoktu. | Open Subtitles | المرأة التي أرتني المنمنمات لا تشبهه على الإطلاق، لم تكن لديها شامة مثل هذة |
Eskiden gözlerinde bu bakis yoktu. | Open Subtitles | لم تكن لديها هذه النظرة في عينيها سابقاً |
İhtimalen yalnız yaşıyordu ve gitmesi gereken bir işi yoktu. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّها لربما سكنت لوحدها، ولمْ تكن لديها وظيفة يُفترض أن تكون فيها. |
Güdü dersek, ortada bir neden yok. Müvekkilimin hiçbir şey de gözü yoktu. | Open Subtitles | و بالنسبة لحافذ الجريمة ، فليس له وجود، موكلتي لمّ تكن لديها رغبة بأيّ شيء. |
Öylece bana bakıyordu, Justin ve kim olduğum hakkında hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | لقد كانت تنظر إلي ، جاستن لم تكن لديها أدنى فكرة عمن أكون |
Muhtemelen tehlikede olduğundan haberi yoktu. | Open Subtitles | ربما لم تكن لديها ادنى فكرة عن الخطر الذي كانت به |
Onu satmaya çalıştı ama doğru bağlantıları yoktu. | Open Subtitles | لقد حاولت بيعه، لكن لمْ تكن لديها الصلات الصحيحة. |
Yağmurun sulayacağı tarlası da yoktu ki kızın. | Open Subtitles | وهي لم تكن لديها حقول ايضاً لا تكن قليل الاحترام لست كذلك |
İlki fazla konuşkandı, ikincisinin yeterli tecrübesi yoktu ve üçüncüsü- | Open Subtitles | أول اجوما كانت ثرثارة و الثانية لم تكن لديها خبرة كافية و الاجوما الثالثة |
Dediğine göre eski kocası eve pek uğramazmış bu yüzden de sosyal hayatı yoktu. | Open Subtitles | زوجها السابق كان متنفسها الوحيد كما تقول لذا لم تكن لديها حياة اجتماعية |
Çardaklı hanımın kim olduğuma dair hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | تلك العجوز لم تكن لديها أدنى فكرة عما كنت أنا |
Elleri boş hâlde gidip itiraf edecek cesareti yoktu. | Open Subtitles | لم تكن لديها الشجاعة للاعتراف بكل شيء خالية الوفاض |
Çünkü kim olduğumdan haberi yoktu. | TED | لأن لم تكن لديها أي فكرة عمن كنت. |
Kabul et. Katie kız olduğu için asla şansı yoktu. | Open Subtitles | اعترف بذلك, (كايتي) لم تكن لديها فرصة معك, لأنها فتاة! |
Bir kadın geldi... Kim olduğuma dair hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | هذه الامرأة، لمْ تكن لديها فكرةٌ عنّي |
Onu kimin kaçırdığı ve nerede tuttuğuna dair hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | لم تكن لديها فكرة من أو أين أختطفها |
Araba anahtarı yoktu, polisler olay yeri yakınındaki park alanlarını kontrol ettiler ona ait bir araç bulamadılar, yani bir aracı olmalı. | Open Subtitles | لم تكن لديها أي مفاتيح للسيارات رجال الشرطة تحققوا من موقف السيارات حول مسرح الجريمة لم تجد السيارة التي من الممكن أن تعود اليها, |
Hiç şansı yoktu, bir anda olup bitti. | Open Subtitles | لم تكن لديها فرصة كان سريع جدا |