"تكون محظوظاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Şanslı olmak
• şanslı olmayacaksın
• şanslısın
• şansın yaver

Aslında, akıllı olmanın her zaman önemli olduğunu söylerim, ama arada bir de Şanslı olmak güzel.
حسنا، أنا دائماً أقول أنه من المهم أن تكون ذكياً و لكن من المفيد من وقت لآخر أن تكون محظوظاً أيضاً

İnsanlar bunu kabul etmek istemiyor çünkü bu kontrolün olmadığı anlamına geliyor, tek gereken Şanslı olmak.
الناس لا يريدون الاعتراف بذلك لأن ذلك يعني فقدان السيطرة ولكن يجب عليك فعلاً أن تكون محظوظاً

Kimse fark etmeden 5. kattan cesedi aşağı indirmek için Şanslı olmak lazım.
يجب أن تكون محظوظاً لتنزل شقة من طابق خامس دون ملاحظة أحد

Ama bir dahaki sefere bu kadar şanslı olmayacaksın.
لكن في المرة المقبلة لن تكون محظوظاً إلي هذا الحد

Seni sadece uyardım. Bir dahakine bu kadar şanslı olmayacaksın.
لقد قمت بكشطك فقط في المرة القادمة لن تكون محظوظاً جداً

* Sadece bu kadarını yaptığım için şanslısın *
يجدر بك أن تكون محظوظاً * * لأني فعلت هذا فقط

şansın yaver giderse koridor tarafı boş kalır belki.
ربما تكون محظوظاً ولا يجلس أحد بجانب الممر

- Şansımız yaver gitti. - Şanslı olmak için iyi de olmak lazım.
كنا محظوظين يجب ان تكون طيباً لكي تكون محظوظاً

- Orca Gilnetter 71. - Şanslı olmak için iyi de olmak lazım.
أوركا جلينتر 71 يجب أن تكون طيباً لكي تكون محظوظاً

Halkını sabrını böyle sınamak? Tekrar şanslı olmayacaksın David.
اختبار صبر الجمهور هكذا لن تكون محظوظاً ثانيه يا "ديفيد"

"Bir sonrakinde bu kadar şanslı olmayacaksın."
"بالمرّة المقبلة لن تكون محظوظاً للغاية"

Ya şanslısın ya da değilsin.
إنها رمية حظ، إما ان تكون محظوظاً أو لا

Oğlum, mezun olduğun için bile şanslısın.
يا فتى، تكون محظوظاً إن تخرّجت.

Eğer Drew sırrını sakladığın için ölmeni görmek istemezse belki şansın yaver gider ve ortaya çıkar.
إن لم يريدك " درو " تموت محافظاً على أسراره فربما تكون محظوظاً ويبارد

Umarım şansın yaver gider de hayatta kalırsın.
أتمنى أنْ تكون محظوظاً وتنجو بحياتِكَ