Birkaç saniyeliğine bir telefon sinyali aldım. Hareket ediyordu ama şimdi kayboldu. | Open Subtitles | كان لدي إشارة هاتف خليوي لعدة ثواني، كان يتحرك ولكنها تلاشت الان |
Boşluk ve yörüngelerde hareket eden parçacıklar gibi makul fikirler ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لذلك فقد تلاشت الأفكار المحسوسة كالفراغ و الجسيمات التي تتحرك في مدارات |
Birçok "kendin yap" işi 20. yüzyılın ikinci yarısında kayboldu. | TED | الكثير من ممارسات اصلاح الأمور بأنفسنا قد تلاشت في النصف الثاني من القرن العشرين. |
Kız yok oldu ve ben gizli bilgilere ulaşmaya çalıştığımdan işten kovuldum. | Open Subtitles | تلاشت من الخريطة و فصلت من عملي بسبب الدخول على معلومات مقيدة |
Hayati değerleri stabil ama hafızası uçup gitmiş. Nerede olduğunu bilmiyormuş gibi duruyor. | Open Subtitles | مؤشراته ثابتة ، لكن ذاكرته تلاشت لا يبدو أنه يعرف أين هو |
Yavaş yanan fitillerim gitmiş. Yok olmuş! Hepsi! | Open Subtitles | لقد اختفت كل فتائل الاشتعال البطىء لدى اختفت.تلاشت |
Arkadaşlarıyla burada eğlenirken birden ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | كانت هنا تحتفل مع مجموعة أصدقاء عندما تلاشت ببساطة |
- Evet, ama boyası solmuş. | Open Subtitles | -ولكن الرسومات قد تلاشت |
bu sekiz prensibi izlemeye devam etmeye dondugum zaman, basimdaki kara bulut hepten kayboldu. | TED | وحينما اتبعت الخطوات التالية الثمانية تلاشت السحابة السوداء تماما |
Rachael yok oldu. Ortadan kayboldu. Bir kopya olduğunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | راتشيل إختفت , تلاشت لم تعرف حتى أنها ريبليكانت |
Geleneksel hasta-doktor sınırları kayboldu ve Marilyn doktorun ailesinin bir üyesi haline geldi. | Open Subtitles | الحدود المعروفة بين الطبيب و المريض قد تلاشت تماما و أصبحت مارلين كفرد من أفراد عائلة الدكتور |
Sonraki sabah, o sivilce kabuklandı ve kayboldu. | Open Subtitles | في اليوم التالي كسرت القشرة البثرة ثم تلاشت شفا شافٍ بالإيمان جدتي |
30'larda parladı ve yükselip ortadan kayboldu. | Open Subtitles | كان نجماً لامعاً بمنتصف الثلاثينيات ثم تلاشت نجوميته |
Naruto'dan aldığımız Kyuubi çakrası da kayboldu. | Open Subtitles | لقد تلاشت تشاكرا الكيوبي التي حصلنا عليها من ناروتو |
Aslında Higgs'in 140 GeV olduğuna dair sahip olunan inanç kayboldu. | Open Subtitles | في الواقع، الاعتقاد هو أنها تلاشت وأن الهيجز GeV لا يمكن أن يكون 140 |
Banka kasınızın içeriği, Bay Smith yok oldu. | Open Subtitles | محتويات صندوق الوديعة بالبنك ياسيد سميث تلاشت |
Gloria'ya olan tüm garezi de öylece uçup gitti. | Open Subtitles | و كل العدائية التي كانت تكنها لـ غلوريا تلاشت في الهواء |
Romantizm gitmiş olamaz. Bu sana bir şey ifade ediyor mu? | Open Subtitles | يستحيل أن الرومانسية تلاشت أتفهم شيئاً من هذا ؟ |
Geçen yıl aynısını yaptık ama sanki Judy Morrison ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | لقد فعلنا نفس الشيء العام الماضي و لكن كأن جودي موريسون تلاشت |