Bu, MIT'de Öğrencilerim ve doktora sonrası öğrencilerinden oluşan ekibimle birlikte icat ettiğim yeni bir enerji depolama yöntemi. | TED | و هو شكل جديد لتخزين الطاقة قمت بابتكاره في معهد ماساتشوستس للتقنية جنباً إلى جنب مع فريق من تلامذتي و علماء و باحثين. |
Bu kaderden yalnızca benim Öğrencilerim kurtuldu. | TED | كان تلامذتي المستثنين الوحيدين من هذا الامر. |
Bugün bile, Öğrencilerim gördükleri her hayvanı, buna böcekler de dâhil, erkek olarak farzediyorlar. | TED | وحتى اليوم، بعض من تلامذتي مثلاً يعتبرون كل حيوان يرونه، حتى الحشرات، ذكورًا |
Bu gece burada olanların çoğu öğrencim olmuş olabilir. | Open Subtitles | حقيقة،الكثير منكم هنا الليلة كانوا تلامذتي في تلك السنوات |
En iyi öğrencim ve... en büyük hayal kırıklığımsın. | Open Subtitles | أفضل تلامذتي وأكبر مخيبة لآمالي |
Yine de buraya gelip öğrencilerimle benden izinsiz konuştunuz. | Open Subtitles | إن عدتي هنا مجدداً وتحدثتي إلى أحد تلامذتي دون إذني |
Öğrencilerimin bir sahilde yürür yürümez, bir çöp yığınlarına rastlamaları uzun sürmüyor. | TED | ولم نستغرق وقتا طويلا حتى بدأ تلامذتي بالتجول على الشاطئ والتعثر بأكوام من القمامة. |
Ancak, öğrencilerimden biri, Charlotte adında birinci sınıf öğrencisi, pek de ikna olmamıştı. | TED | ولكن أحدى تلامذتي ، طالبة اسمها شارلوت ، لم تكن مقتنعة. |
Dolayısıyla yaşları 6-15 arasında değişen Öğrencilerim ve ben daha iyi bir yol bulmanın hayalini kuruyoruz. | TED | لذلك برفقة تلامذتي الذين تتراوح أعمارهم بين 6 و 15 سنة، كنا نحلم باختراع طريقة أفضل. |
Birkaç meslektaş ve benim eski özel Öğrencilerim. | Open Subtitles | فقط بعض الزملاء وبعضاً من تلامذتي السابقين المميزين |
Öğrencilerim benim yerime toprakları onarmak için dünyanın dört bir yanına dağıldılar. | Open Subtitles | العديد من تلامذتي انتشروا إلى مناطق مختلفة لإصلاح الأرض في محلّي |
[Kendi lokal problemimi araştırabilirim] Ama Hong Kong'taki Öğrencilerim aşırı bağlantılı çocuklar ve | TED | [بإمكاني أن أتحقق من مشكلتي المحلية] ولكن تلامذتي في هونغ كونغ دائما ما كانوا على علم بكل التحديثات. |
Sonuç olarak, bu projeyle ilgili olarak en güzel şey, lokal bir problemi çözmenin veya ona bakmanın ötesinde, Öğrencilerim empatilerini ve yaratıcılıklarını diğer çocuklara uzaktan yardım etmek için kullandılar. | TED | ما كان ممتعا بخصوص هذا المشروع أنه لم يعالج مشكلة محلية، أو ينظر في مشكلة محلية، وإنما استخدم تلامذتي عاطفتهم وحس الابداع لمساعدة الأطفال الآخرين عن بعد. |
- Ama benim öğrencim değiller ki. | Open Subtitles | -لكنهم ليسوا تلامذتي -في الواقع هم كذلك .. |
Bob benim öğrencim. | Open Subtitles | هذا أحد تلامذتي |
Kuzeydoğudaki varisim en iyi öğrencim Ma San'dır. | Open Subtitles | في الشمال الشرقي يوجد أفضل تلامذتي (ما سان) وهو وريثي |
Ve öğrencilerimle beraber çalışıp düşündük... | Open Subtitles | ...تدرّبتُ مع تلامذتي ...وواصلتُ التفكير |
Öğrencilerimin çoğu bu duruma kendi korkularını yansıtacaklar. | Open Subtitles | أغلب تلامذتي يسلطون مخاوفهم عليها |
Öğrencilerimin yüzünden. Sizi erkenden yaşlandırıyorlar. | Open Subtitles | إنهم تلامذتي يجعلونكِ تشيخين قبل الأوان |
Clerici gelmiş geçmiş en iyi öğrencilerimden, bunu unutamam. | Open Subtitles | لا يمكنني نسيان كليريسي , واحد من افضل تلامذتي |