Ben de birkaç fincan içmiş olabilirim. Bu dün giydiğin kıyafet değil mi? | Open Subtitles | هل هذا نفس الرداء الذي كنتي تلبسينه البارحه؟ |
Geçen gece giydiğin güzel elbise vardı ya? | Open Subtitles | أتعرفين ذلك اللباس الجميل القصير الذي كنت تلبسينه تلك الليلة؟ |
Pekala, giydiğin şeyi sevdim ama yüzde 300 daha seksi görünmesi lazım. | Open Subtitles | حسنا انا معجبه بما تلبسينه لكن نحتاجه ان يكون مثير اكثر بـ 300 بالميه |
- Üstündekini beğendim. | Open Subtitles | -يعجبني ما تلبسينه |
- Üstündekini beğendim. | Open Subtitles | -يعجبني ما تلبسينه |
Evet oldukça hoş, ama senin giydiğin de hoş. | Open Subtitles | هو نوع هادئ لكنّي أحبّ ما تلبسينه |
Viyana'da giydiğin bu elbiseyi. | Open Subtitles | من ذلك الفستان الذي كنت تلبسينه في "فيينا". |
(Alkış) Bruno Giussani: Suzanne, çok hızlıca, giydiğin şey herhangi bir şey değil. (Suzanne Lee: Hayır.) Bu yetiştirdiğin ceketlerden biri mi? | TED | (تصفيق) برونو جوساني: سوزان، فقط بعجالة، ما تلبسينه ليس عشوائيا. (سوزان لي: لا.) هذه إحدى السترات التي تزرعينها؟ |
Şu an giydiğin iyi. | Open Subtitles | ما تلبسينه جيد |