Silinen odalarda bulunan canlılar, otomatik olarak ana kontrol odasına bırakılırlar. | Open Subtitles | الأشياء الحية من الغرف المحذوفة تنتقل تلقائيا الى غرفة التحكم الأساسية |
İnsanları izleyerek bunu anlamak yada bunu öğrenmek çok zor çünkü biz insanlarla iletişim kurarken herşeyi otomatik olarak yaparız. | TED | لقد اتضح انه صعب حقا لتعلم هذا او فهم هذا من مشاهدة الناس لاننا عندما نتفاعل نفعل كل هذه الاشارات تلقائيا |
Harvard'daki her çalışan şimdi otomatik olarak bir yaşam fonuna kaydoluyor. | TED | كل موظف في هارفارد تلقائيا ملتحق في تمويل مدى الحياة |
İntihar, kayıp insanlar, ...bir ponpon kızın kendiliğinden tutuşması. | Open Subtitles | الإنتحار، فقدالأشخاص.. إحتراق المُشجّعات تلقائيا ً |
kendiliğinden ısı şeklinde enerji yayıyordu. | Open Subtitles | هو كَانَ تلقائيا يطلق الطاقةِ على شكل حرارةِ. |
Ve bu tür haritalar, modern insanların gerilerinde bıraktıkları veri izine dayandırılarak otomatik olarak üretilebilirler. | TED | وهذا النوع من الخرائط يمكن إنشأه تلقائيا وتعتمد على البيانات التي يتركها الناس خلفهم |
Bunlar, kurucular, fikir üreticileri, liderler ve ayrıca iletişim şablonlarından otomatik olarak tanımlanan bu insanlardır. | TED | هؤلاء هم المنظمين وصانعي الرأي و القادة، وهؤلاء يمكن التعرف عليهم تلقائيا من أنماط اتصالاتهم. |
Yazılımlar tüm bu farklı etkileri, çocukların en kötü kâbuslarını otomatik olarak üretmek için kullanıyorlar. | TED | فليس لديك إلا برمجيات محاطة بكل هذه التأثيرات المختلفة. لتخلق تلقائيا أسوأ كوابيس الأطفال. |
Sözün özü, eğer biz diğer kişiye kulak verirsek otomatik olarak emtapi duyar, otomatik olarak onlarla beraber hissederiz. | TED | بمعنى آخر، لو جئنا إلى شخص آخر، فسنتعاطف معه تلقائيًا، سنشعر به تلقائيا. |
Seviğimiz şeyleri tıklıyoruz neleri tıkladığımızı bilen ve otomatik olarak tekrar önümüze koyan bu makina yüzünden sonunda dünyayı şu pembelikten ibaret sanmaya başlıyoruz. İşte buna filtre balonu deniyor. | TED | لذلك نحبها عندما نكون مغمورين بالأشياء التي نحب النقر عليها، وهكذا تقدم لنا الآلات تلقائيا الأشياء التي نحبها وينتهي الأمر بامتلاكنا هذه النظرة الوردية للعالم والتي يطلق عليها فقاعة الترشح. |
İlk olarak, kelimelerin otomatik olarak anlamsal gruplara yerleştiğini görebilirsiniz. | TED | ويمكنك ان ترى أولا أن الكلمات تنظم تلقائيا على شكل هياكل دلالية. |
Bir kadın olduğumdan dolayı otomatik olarak değerimi ispatlamam gerektiğini biliyordum. | TED | كنت أعرف أنه لكوني أنثى سيكون علي تلقائيا إثبات جدارتي. |
Bunları birleştirdiğimizde, bütün bu çalışmalar beynin görüntü ile zevki birleştirerek güzelliğe otomatik olarak tepki verdiğini gösteriyor. | TED | تقترح هذه الدراسات معا أن دماغنا تلقائيا يستجيب للجمال من خلال ربط الرؤية والمتعة. |
Biz ölçeklere inanmıyoruz çünkü biz kaliteye inanıyoruz, ve ölçekler ve sayılar otomatik olarak gerçekleşiyor. | TED | لا نؤمن بالتسلق لأننا نؤمن بالمساواة والأحجام والأرقام حتما ما ستحدث تلقائيا |
- Yapacağimiz ilk yanlış tahmin programı otomatik olarak silecek. | Open Subtitles | أول خطأ أعتقد أننا سوف تجعل تلقائيا محو البرمجة. |
Eğer müvekkiliniz sızlanmayı bitirdiyse, ona şunu söyler misiniz bir kadın otomatik olarak eve sahip olamaz. | Open Subtitles | إن توقف عميلك عن الثرثره يجب أن تشرح لها أن الزوجه لاتحصل على المنزل تلقائيا |
kendiliğinden ses kaydına yönlenirdi. | Open Subtitles | كانت المكالمة ستذهب تلقائيا الى البريد الصوتى |
Boşaltma anında çıkışı gösteren taban ışıkları kendiliğinden yanacak, ve size çıkışı gösterecektir. | Open Subtitles | في حالات الإخلاء، أضواء الممرات سوف تفتح تلقائيا لإرشادك نحو المخرج |
Mükemmel bir anne-baba değiliz, biliyoruz, ama onları ne kadar çok seversek kalanının kendiliğinden hallolacağını anladık. | Open Subtitles | نحن لسنا عائلة مثالية نحن نعرف ذلك ولكن طفلتنا تعرف مدى حبنا لها اما بالنسبة للمشاكل المتبقية فسوف تحل تلقائيا |
Bana yardım ediyor olması otomatikmen şımaracağım anlamına gelmiyor ki. | Open Subtitles | فقط لأنه يساعدني على الخروج لا يعني تلقائيا أنني مدلل. |
Hayır sırf Simon'ı seçmediği için otomatik olarak Joy'la evlenmiyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت لا تحصل على تلقائيا الزواج جوي لمجرد أنها لم تختر سيمون. |