Çocukken öğrenmiş olduğumuz bütün bu fikirleri almalı ve onları gerçekten kullanmalıyız. | TED | حيث نستفيد من تلك الأفكار التي تعلمناها ونحن صغار ونضعها قيد الاستخدام. |
Yüzyıllar boyunca, bu fikirleri, yazım ve deneyim aracılığıyla test etme şansına sahip olduk ve bazılarını reddederken, bazılarını da kabul ettik. | TED | عبر القرون، لقد أُتيحت لنا الفرصة لاختبار تلك الأفكار من خلال الكتابة والتجربة، وقد قبلنا بعضها ورفضنا البعض الآخر، |
Şimdi bu fikirleri bazı organizmaların neden daha zararlı hale geldiğini anlamak kaydıyla pek çok yere uyarlayabiliriz. | TED | الآن تلك الأفكار يجب تطبيقها على اللوحة. طالما ستكتشفون لماذا تحولت بعض الميكروبات الى الفعوية. |
Gördüğümüz modeli beğenmiştik, bu yüzden halihazırda bu fikirlerin bazılarını bir bankaya uyarlamanın yollarını arıyorduk. | TED | وبدأنا نحبُ نموذجهم، وبدأنا نفكرُ فعلًا في كيفية تطبيق بعض تلك الأفكار في البنك. |
bu fikirlerin bazıları gerçekten berbat ve bazıları da harika. | TED | بعض تلك الأفكار بشعة تماما والبعض رائعة |
Bazen bu fikirler kendilerini gerçekten önemli açılardan düşündürtüyorlar. | TED | أحياناً تلك الأفكار تسبق طريقة تفكيرنا بطرقٍ مثيرة. |
Çünkü birisi o düşünceleri sizin kafanıza yerleştirdi. | Open Subtitles | لأن شخصاً ما قام بزرع تلك الأفكار داخل رأسكم. |
Tavsiyeyi, bu fikirleri bilemek, geliştirmek ve öğrenmek için kullanıyorlar. | TED | ويستخدمون تلك النصيحة لصقل تلك الأفكار وتحسينها وللتعلم. |
Bunlar bir toplumda tartışması olmayan fikirlerdir, fakat bu fikirleri yerleştiremezsiniz. | TED | وهي تلك الأفكار التي لا يوجد للمجتمع عليها اعتراض ولكنك لا تستطيع أن تنفيذها |
bu fikirleri benimsemek ve dünyaya tepeden bakmak? | Open Subtitles | أن تعتنق تلك الأفكار وتنظر إلى العالم نظرة استصغار؟ |
Neden bu fikirleri küçük kızımın kafasına sokuyorsun? | Open Subtitles | لماذا تضعين تلك الأفكار في رأس فتاتي الصغيرة؟ |
Sadece bin TED videosunun hepsini izleyerek bütün bu fikirleri kafanıza sokmayı deneseniz bile, bunu yapmak gerçekten 250 saati aşkın bir sürenizi alır | TED | حتى وإن حاولت وضع كل تلك الأفكار في رأسك من خلال مشاهدة كل تلك الفيديوهات الألف من تيد، سيستغرقكم ذلك في الواقع أكثر من 250 ساعة لإتمامه. |
bu fikirlerin içimde bir yerlerde var olduğunu hissediyorum, bu konuşmalar ve deneyimler, bu fikirleri birbirine bağlıyor ve içgüdüsel olarak dışarı çıkıyorlar. | TED | أشعر بأن كل تلك الأفكار موجودةٌ بداخلي ، وأن تلك المناقشات وتلك التجارب هي التي تجمع تلك الأفكار مع بعضها ، فتظهر بصورةٍ تلقائية. |
bu fikirleri Danimarka'ya götürdüm. | TED | أخذت تلك الأفكار إلى الدنمارك. |
Bu yüzden, bu fikirlerin daha büyük bir aşamaya nasıl aktarılabileceğini merak ettim ve aynı şeyi Londra'da yapmak için bir yolculuğa çıktım. | TED | لذا تساءلت كيف يمكن أن ننقل تلك الأفكار لمرحلة أعلى، وبدأت في رحلة للقيام بنفس الشيء في لندن. |
Ama problem, bu fikirlerin sadece Afganistan'da değil, İslam dünyasının çoğunda toplumun hayal dünyasında yer elde edememesiydi. | Open Subtitles | المشكلة أن تلك الأفكار لم تثر مخيلة الجماهير ليس فقط الأفغان |
bu fikirler o kadar mantıksız ve bağnazca ki, fiziksel arkeolojiyle yüzleştirilseler bile mantıklı düşünemiyorlardı. | TED | تلك الأفكار غير عقلانية، للغاية، لدرجة أن عندما تواجه عالِم الآثار، لا يمكنهم التفكير بشكل منطقي. |
İkinci Dünya Savaşının takibindeki yıllarda bu fikirler, onların çalışmalarıyla yakın ilişkili olan bir düşünce ekolünde birleşti: Varoluşçuluk. | TED | في السنوات التي تلت الحرب العالمية الثانية تلاقت تلك الأفكار مع المدرسة الفكرية المُرتبطة ارتباطًا وثيقًا بأعمالهما: المذهب الوجودى. |
Ama şu an başka biri o düşünceleri ona yapmak üzere. | Open Subtitles | والآن شخص ما يتصرّف على مثل تلك الأفكار |
Kendine gel o zaman, çünkü kırk beş metre aşağıdayken tüm o narkoz beyine nüfus edince, kendine gelmen konusunda kafanda dolnanan o düşünceleri saymazsak bile yeterince zorlanacaksın. | Open Subtitles | حسنًا، حاول بجهد لأنّنا عندما نخترق 150 قدم والتخدير يحْلّ، سيكون لديّك مشكلة كافية تبقي رأسك مستقيم بدون تلك الأفكار الممتلئة به. |
Bunların beni aşağıya çekmesine izin verebilirdim. Bütün fikirlerin içimde ölmesine. | TED | كان بإمكاني قول أن كل تلك الأشياء دمرتني وجعل كل تلك الأفكار تموت بداخلي |