Bu da o zamanlardan biri. Ama yerinde olsam, fazla endişe etmezdim. | Open Subtitles | أنه أحد تلك الأوقات لكن لما قلقت كثيرا مكانك |
Bu o zamanlardan biri olabilir, hiç şansın yok. | Open Subtitles | قد تكون هذه واحدة من تلك الأوقات لا توجد فرصة على الإطلاق. |
Bazen hiç kimse olmaz. Bu da o zamanlardan birisi. | Open Subtitles | أحياناً هناك لا يوجد أحد , و هذه واحدة من تلك الأوقات . |
O zamanlar, ışık terapisi ile ilgili erken denemeler de vardı. | TED | في تلك الأوقات ، كانت هناك بعض المحاولات المبكرة أيضا عن العلاج بالضوء |
O zamanlar her şey güzeldi. Babanın balıkçı dükkânı vardı. | Open Subtitles | كانت تلك الأوقات جيدة كان لوالدك محل سمك |
Kendi kendine bütün bu zaman boyunca sorup durmussundur: Yalniz intikam adamlarini bu kadar rahatsiz ederken nereye gitmesi gerektigini nasil biliyordu? | Open Subtitles | لابدّ أنّك كنت تسأل نفسك كل تلك الأوقات أنّ "المُنتقم الوحيد" يُضايق جماعتي، |
Sadece o zamanların bittiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | فقط لا أستطيع أن أصدق أن كل تلك الأوقات قد ذهبت! |
Savaştan sonraki o soğuk zamanlarda en azından beni sıcak tuttu. | Open Subtitles | على الأقل لقد أبقاني دافئة في تلك الأوقات الباردة بعد الحرب |
Ve bence şu an, o zamanlardan biri. | Open Subtitles | وأظن أن الآن هو أحد تلك الأوقات |
Bu da o zamanlardan biri! | Open Subtitles | حسن، هذه واحدة من تلك الأوقات |
Bu da o zamanlardan biri. | Open Subtitles | أنا أمرّ بأحد تلك الأوقات |
Buna rağmen Bay Newberg'in ailesinden gelen ödemeyi kabul ettim ve bu soruşturmanın açıklığı o zamanlardan birisi değildi. | Open Subtitles | على الرغم من حقيقة أني قبلت المكافأة من آباء السيد (نيوبيرغ). من الواضح أن هذا التحقيق لم يكُن من تلك الأوقات. |
Bu o zamanlardan biri. | Open Subtitles | هذه إحدى تلك الأوقات |
O zamanlar hep karşımdakine destek olmaya çalıyordum. | Open Subtitles | كل واحد من تلك الأوقات. كان من أجل الدعم |
Ve O zamanlar böyleydi. | Open Subtitles | لكن كانت تلك الأوقات التي نعيش فيها و هذا كان ما يحدث |
O zamanlar sana güvenme konusunda isteksizdim... | Open Subtitles | كل تلك الأوقات كنت مترددة في الثقة بك، الحقيقة هي... |
"Teşekkürler" olarak alıyorum bunu. "O zamanlar keyifliydi. | Open Subtitles | كانت تلك الأوقات ممتعة" هناك الكثير لأفصح عنه |
Kendi kendine bütün bu zaman boyunca sorup durmuşsundur: | Open Subtitles | لابدّ أنّك كنت تسأل نفسك كل تلك الأوقات أنّ "المُنتقم الوحيد" يُضايق جماعتي، |
Hem de tüm bu zaman boyunca kendi yoluna devam ettiğin için cehenneme gitmemi söyledin. | Open Subtitles | , وكل تلك الأوقات " كان يمكنك ِ أن تخبريني " أذهب إلى الجحيم لأنك ِ تستمري بطرقك |
Ve o zamanların tümünde senin icabına bakan ben oldum. | Open Subtitles | لقد اعتنيت بك كل تلك الأوقات. |
Böyle zamanlarda vicdanımın olmaması beni sevindiriyor. | Open Subtitles | في مثل تلك الأوقات مسرور بأن ليس لدي ضمير |