Pekala, o ufak çatlaktan geçecek kadar ufak ama o kayayı kaldıracak kadar güçlü bir alete ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حسناً، نحتاج لجهاز صغير كفاية يتلاءم في ذلك الشق الصغير، لكن قويّ بما يكفي لرفع تلك الصخرة. |
Dostum şu kayayı görüyor musun? | Open Subtitles | أتشاهد تلك الصخرة بالأسفل التى عليها أربع بقع بيضاء؟ |
Bu diğer bir sorunsa O taşı alıp kıçlarına sokmalısın. | Open Subtitles | اذا كانت المشكلة أخرى فلإنك غرزت تلك الصخرة في مؤخرتهم |
Yıllardır o kayaya saplı duruyordu ve kimse onu oradan çıkaramamıştı. | Open Subtitles | لقد كان مغروسا في تلك الصخرة لسنوات وانت الذي حررته حقا؟ |
şu kayanın orada bir şey kıpırdadı. | Open Subtitles | هناك شيء ما يتحرك عند تلك الصخرة |
O hâlde Bu kaya konusunda bir şeyler yapmamız gerektiğini de biliyorsundur. | Open Subtitles | إذا انت تعرف انه يجب أن نفعل شيء ما بشأن تلك الصخرة |
Atomik çekirdeğin ortasında, üstünde birkaç toz parçasıyla birlikte... bu kayadan şu kayaya kadar... genişleyen dev bir küre düşünün. | Open Subtitles | تخيل ذلك المجال العملاقة يتمحور حول نواة الذرة... امتد على طول الطريق إلى تلك الصخرة وبعدها، مع بضع نقاط الغبار. |
Belki kendimizi korumanın tek yolu o kayayı yok etmektir. | Open Subtitles | ربّما الطريقة الوحيدة لحمايتنا هو تحطيم تلك الصخرة |
Çünkü o kayayı oradan nasıl çekebileceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف كيف سنقوم أنا وأنت بأزاحة تلك الصخرة سأستخدم الاثير |
Neden o kayayı kaldırmaya çalışıyordun o zaman? | Open Subtitles | لماذا تحاول إزاحة تلك الصخرة ؟ |
şu kayayı parçalayıp altındaki kuma ulaşabilirsem, oradan çok altın çıkacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | انا دائما افكر اذا تمكنت من تكسير تلك الصخرة هناك... ...ونقبت في ما يوجد تحتها فحتما سأجد ذهبا |
Ben ve Spike şu kayayı başına yuvarlayacağız. | Open Subtitles | أنا ومسمار سندفع تلك الصخرة على رأسه |
Howard, şu kayayı kaldırır mısın? | Open Subtitles | حرك تلك الصخرة "هــاورد" , هلا فعلت ؟ |
Kendi başımıza asla O taşı üzerinden kaldıramayacağız. | Open Subtitles | لن نتمكن أبداً من رفع تلك الصخرة عنه بأنفسنا |
Hadi gidip O taşı alalım. | Open Subtitles | هيا بنا، دعونا نذهب لنحضر تلك الصخرة. |
Ama hayatını, anılarını o kayaya bağladı. | Open Subtitles | ولكن حياته، ذكرياته ، ترتكز على تلك الصخرة |
Subatan tam burada, şu kayanın altında. | Open Subtitles | البالوعة هُناك، تحت تلك الصخرة. |
Bu kaya insanlığın aynası | Open Subtitles | تلك الصخرة شهدت ولادة البشرية |
Bir halt etmeye kalkarsa bu kayadan eve otostopla dönersin. | Open Subtitles | إنه يُمثل ألم أكثر من كسر ظفر إصبع ستنتقل إلى الوطن من تلك الصخرة |
Ve sanırım, o kaya Dünya'ya çarptığında ve hepimiz yok edildiğimizde bu da talihsizce olacaktır, değil mi? | Open Subtitles | وأنا أفترض أن الأرض عندما تحصل على ضربة من تلك الصخرة ستباد هذا أيضا سيصبح من سوء الحظ؟ |
Yerin altından, uzun mesafeli delgilerle çıkardığımız her taşın içinde, O taşın içindeki bakterilerde yaşamı bulabiliyoruz. | TED | نحن نجد الحياة في قاع كل حفير ذا مدى طويل ضاربة في مركز صخرة التي نجلبها -- وهناك باكتريا في مسام تلك الصخرة. |
Seni o kayadan kurtarmak için ölen pilotlara söylesene bunu. | Open Subtitles | لماذا لاتقول ذلك إلى الطيارين الذين لقوا حتفهم لإخراجك من تلك الصخرة ؟ |
Şimdi, bu kayanın karşısında toprak bükücü gibi durabilmek için gereken vasıflara sahip misin? | Open Subtitles | الآن ، أتستطيع مواجهة تلك الصخرة كمُخضع أرض؟ |