Bu ilişki de şanslı taraf benim. | Open Subtitles | أنا هي المحظوظة في تلك العلاقة و أعدك يا عزيزي |
Glenn'e Bu ilişkiyi bitirmesi için para vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدفع لـ غلين لكي أخرج من تلك العلاقة. |
Eğer gerçekten bir kardeşin varsa o ilişkinin meyvesi olması akla yatkın. | Open Subtitles | في الواقع ، إن كان لديكِ أخت .. فعلى الأرجح أنها نتاج تلك العلاقة |
Bu nedenle onunla bir bağ oluşturmak benim için çok önemliydi. | Open Subtitles | لذلك هيا كانت مهمة بالنسبة لي لصنع تلك العلاقة معها |
Bana O ilişkiyi bitireceğine dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد تعهدت بأن تنهي تلك العلاقة الشاعرية متى ؟ |
O çocuk, alabildiği kadar eziyete maruz kalacak çünkü öyle bir ilişki yaşayarak ve bunun içine çocuğu da sokarak ebeveynleri, bencilce bir seçim yapmış olacaklar. | Open Subtitles | كل العذاب الذي قد يتلقاه. لأن والداه اتخذا قراراً أنانياً بأن يكونا على تلك العلاقة و يدخلاه فيها. |
Ve bizim bu ilişkiye umudu geri kazanmak ve yansıtmak için ihtiyacımız var. | TED | ونحن نحتاج تلك العلاقة لتنعكس علينا، لإستعادة الأمل. |
Çünkü bu ilişkiden sonra, kafayı çekmem gerek. | Open Subtitles | لأنه بعد تلك العلاقة فإنني بحاجة لمثل هذه الأمور |
İyi. bu ilişkinin bitmesine çok sevindim. | Open Subtitles | حسناً, يسرني أن تلك العلاقة المهلكة قد أنتهت |
Bu ilişki, genel olarak daha fazla suç yüzünden değil. | TED | أن تلك العلاقة ليست مترتبطة أو مقودة بزيادة معدلات الجريمة . |
Ya da "Bu ilişki tahminimden daha kısa sürdü, ama yine de güzeldi." | TED | ربما هذا ليس لنا." أو "كانت تلك العلاقة أقصر مما كنت قد خططت، ولكنها مازالت جميلة." |
belkide geç bile kalmıştım Bu ilişki uzun zamn önce bittmişti | Open Subtitles | ربّما نحن كنّا نربّي تلك العلاقة ... ..... ا |
Niye hislerin Bu ilişkiyi bozmasına izin verdin? | Open Subtitles | لماذا تجعل تلت الأحاسيس تؤثر على تلك العلاقة |
Duyguların Bu ilişkiyi karıştırmasına neden müsade ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تجعل تلت الأحاسيس تؤثر على تلك العلاقة |
Belki de Bu ilişkiyi biraz ağırdan alma zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | لربما حان الوقت لإبطاء تلك العلاقة قليلاً |
o ilişkinin sonucu olan çocuğa odaklanıyorum. | Open Subtitles | أنا أركّز على الطفل الذي كان نتاج تلك العلاقة |
Anita diyor ki o ilişkinin hesabını kapatman senin için iyi olurmuş. | Open Subtitles | أنيتا) تقول أنّه سيكون من الجيد لك) ان تأتي بنتيجة من تلك العلاقة |
Syd'le arasında özel bir bağ vardı. - Eminim öyledir. | Open Subtitles | لقد كان بينه وسيدني علاقة خاصة أنا متأكدة أن بينهما تلك العلاقة |
Henüz O ilişkiyi bulamadım ama hayallerimin erkeğinin gölgesinden kurtuldum ve kendimi tanımaya başlıyorum. | Open Subtitles | لم أعثر على تلك العلاقة بعد, لكن لقد أبعدت ظل رجلي الجيد و أنا أعثر على نفسي |
Bu öyle bir ilişki değil. Tamamen entelektüel. | Open Subtitles | أنها ليست تلك العلاقة المعروفة أنها شيء ثقافي |
Yani bir yanda ben her şeyimi bu ilişkiye koyuyorum ve o bir hata durumunda çıkış yolu planlıyor. | Open Subtitles | أقصد, هااناذا, أبذل كل مجهودي في تلك العلاقة .و هو. وهويخططلاستراتيجيةهروب , يخطط للفشل |
bu ilişkiden hiç bahsetmedin. | Open Subtitles | ولم تفكر مطلقاً أن تذكر تلك العلاقة |
bu ilişkinin detaylarına bu kadar takılmak zorunda mısınız bizimle paylaşmak isteyeceğiniz her bilgi kabulümüzdür. | Open Subtitles | إن أردت توضيح موقفك بخصوص تفاصيل تلك العلاقة فسنرحب بأي توضيح تود إطلاعنا عليه |
Bu ilişkide çok fazla gri vardı. | Open Subtitles | وهذه العلاقة كان يكتنـــــفها الكثير من المناطق الرمادية في تلك العلاقة. |