"تلك المخلوقات" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bu yaratıklar
• o yaratıklar
• bu yaratıkları
• bu yaratıklardan
• bu şeyler
• o yaratıklardan
• Bu yaratıkların
• o şeyler
• o ucubelerden
• Bu yaratıklara

bu yaratıklar her ortaya çıktığında kendilerini yenilemek için bir insanın canını almak zorundadırlar.
تلك المخلوقات كانت تسلب روح بشرية واحدة بكل مرة يظهرون بها ليجمعوا صفوفهم

Ve size şunu diyorum ki bu yaratıklar ancak biz onları zorlarsak dünyamızı terk eder!
وانا اخبركم ان تلك المخلوقات ستترك ارضنا فقط حينما نجبرهم على ذلك

o yaratıklar bu tarafa doğru geliyorlar!
دكتور, هنالك جمع من تلك المخلوقات متوجهة نحونا

Micheal'ın araştırmasını bırakmasının nedeni onun bile bu yaratıkları kontrol edememesiydi.
هى سبب ترك مايكل بحثه حتى هو لا يستطيع السيطرة على تلك المخلوقات

...bu yaratıklardan biri bir şekilde konuşabiliyor ve hemen simdi bizimle konuşacak.
أحد تلك المخلوقات قادر على الكلام وسيتحدث معنا الآن

Ya bu şeyler New York'u da basarlarsa?
ماذا لو بدأت تلك المخلوقات في الركض في أنحاء نيويورك؟

Kasabanın ortasında o yaratıklardan birini yakaladığınızı duydum.
سمعت أنكم أسرتوا واحدًا من تلك المخلوقات

Bu yaratıkların tarzı böyle.
هذه هيَ الطريقة التي تُحبها تلك المخلوقات

bu yaratıklar, kendi ağırlıklarının 200 kat fazlasını yiyebilirler.
تلك المخلوقات بوسعها التهام مئتي ضعف وزنها

bu yaratıklar, senin dostun falan değiller, aslında kimsenin dostu değiller.
تلك المخلوقات ليست حلفائكِ أو حلفائاً لاي أحد

bu yaratıklar hakkında öğrenecek çok şeyimiz var.
فهناك الكثير علينا تعلمه عن تلك المخلوقات

Franklin'in pek sık rastlanmayan, anlaşılmaz notlarına göre, bu yaratıklar zamanla belirli insan davranışları ve duyguları gösteriyor.
وفقأً لفرانكلين ملحوظاته الغامضة بدون تمييز تلك المخلوقات ، بمرور الوقت يتطورون

bu yaratıklar aşklarını ışığın dilinde dile getirirler.
تعبر تلك المخلوقات عن حبها بلغة الضوء.

Sizi acele ettirmek istemem ama o yaratıklar dışarıya epey bir zarar veriyor.
أتعلم، لا أقصد استعجالك، ولكن تلك المخلوقات تقوم بتخريب كبير بالخارج

o yaratıklar kendilerini klonlara dönüştürüyorlar.
تلك المخلوقات يقومون بتحويل أنفسهم إلى نسخ

Ve Professor Sanders ve ben bu yaratıkları izole edilmiş bir alanda kıstırıp yakalamanız konusunda hemfikiriz.
اتفقت انا و البروفيسور ان عزل تلك المخلوقات فى مناطق صغيرة ليكون بمقدورنا اصطيادها و احتوائها

bu yaratıkları dönüştürüp savaş meydanında serbest bırak ve virüs orman yangını gibi tüm dünyaya yayılsın.
أطلق تلك المخلوقات خلال أي معركة وسينتشر ذلك الفايروس في الأرض بسرعة كالحريق

Ve ne giydiğine bir bak. bu yaratıklardan daha beter haldeyiz.
وانظر إلى ما ترتديه نحن أكثر بغضاً من تلك المخلوقات

bu yaratıklardan birini gördüyseniz, ...mümkün olduğu kadar çabuk kaçmanız gerekir.
إذا رأيت أحد تلك المخلوقات ، فأنت تستدير وتهرب بسرعة

bu şeyler karanlıkta ortaya çıkıyor.
تلك المخلوقات يمكنها الخروج من هناك بحلول الظلام

Kasabanın ortasında o yaratıklardan birini yakaladığınızı duydum.
سمعت أنكم قمتم بأسر واحدًا من تلك المخلوقات من وسط المدينة

Bu yaratıkların çoğu kemikle beslenir. Ufak çocukların dişiyle."
العديد من تلك المخلوقات تتغذى على عظام وأسنان الأطفال الصُغار

Ama kamyon çok garip hareket ediyordu ve o şeyler de onu yakalamaya çalışıyordu.
ولحقت تلك المخلوقات بالشاحنة وتعلقت بها و فجأة، وجدت الشاحنة تعبر الطريق

...ya da o ucubelerden bir tane daha.
أو مجرد واحد آخر من تلك المخلوقات

Kendi yuvalarına gidip Bu yaratıklara dikkatlice bakmaya olan düşkünlüğün...
هذا الهوس الذي يجعلك تحدق في تلك المخلوقات بحالتهن البدائية