Bu görev konusunda hâlâ çok iyimserim. | Open Subtitles | أنا مازلت أشعر بالتفاؤول بخصوص تلك المهمة |
Bu görev, bu imtiyaz bizden sonrakilere ait. | TED | تلك المهمة وذلك الشرف من نصيب أحفادنا. |
Ama bu göreve önerdiğiniz ruh hali ile devam etmeye hazırım eğer ne hakkında olduğunu bilseydim, efendim. | Open Subtitles | لكنى جاهز لأكمل تلك المهمة بالطريقة التى تقترحها لو عرفت عما هى يا سيدى |
O görev, geride bıraktığı ülkesindeki ailesinin özgürlüğünü korumak. | TED | تلك المهمة هي الدفاع عن حرية الأسرة التي تركها في الوطن. |
Neyse, ben... o görevin pilotunun ben olduğu anlaşıldı. | Open Subtitles | عموماً, تم تحديد هويتي بأنني كنت طيار تلك المهمة |
Bu görevin ne kadar önemli olduğuna ve bu insanların radarlarında gözükürsen sana ne yapacaklarına dair hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ فكرة عن مدى كبر تلك المهمة و ما سيفعله هؤلاء الناس لو أنهم اعتبرونكِ أحد الأهداف |
Şu an o göreve atandınız. | Open Subtitles | أنت الآن خارج تلك المهمة. |
Bu görev için daha uygun birini düşünemiyorum. | Open Subtitles | لن اجد افضل منك لاداء تلك المهمة |
Bu görev bir ay sonraydı. Vücudu buna hazırmıydı? | Open Subtitles | تلك المهمة على بعد شهر من الآن |
- Ama Bu görev geçen ay sona ermiş. | Open Subtitles | لكن تلك المهمة إنتهت الشهر الماضي. |
Bu görev için beni arındır. | Open Subtitles | طهرني من أجل تلك المهمة |
bu göreve katılmamın bir handikap olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | يجب عليّ أن أخبرك، أنني أتحمل مسئولية تلك المهمة |
Şimdi de beni bu göreve çağırdığını hissediyorum. | Open Subtitles | و أنا أشعر أن الله يدعوني الآن من أجل تلك المهمة |
Kırk Yedi Numara bu göreve katıldı, doğru mu? | Open Subtitles | كانت تلك المهمة مع الرقم 4 , أليس كذلك ؟ |
Çünkü ikiniz O görev sırasında öpüştünüz. | Open Subtitles | اه، لأنك الرجال القبلات فقط على تلك المهمة. |
- O görev nasıl öyle sonuçlandı çok komik doğrusu. | Open Subtitles | -من المضحك كيف انحرفت تلك المهمة |
Ama o görevin üstünde oğlunu kaybettin. | Open Subtitles | ولكن كنت فقدت ابنك في تلك المهمة. |
o görevin sahibi var. | Open Subtitles | تلك المهمة محجوزة |
Yani Bu görevin ne kadar önemli olduğunu anlamışsındır. | Open Subtitles | لا أستطيع وصف مدى أهمية تلك المهمة |
Bu görevin benim için uygun olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أنني سأتولى تلك المهمة. |
Nikita'yı o göreve yolladın ve kendi kaderini tayin ettin. | Open Subtitles | أرسلتَ (نيكيتا)، إلى تلك المهمة وختمت قدرك |
o görevde ben olmalıydım, o değil. | Open Subtitles | كان يجدر أن أكون أنا في تلك المهمة ليس هو |