ويكيبيديا

    "تلوح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sallıyor
        
    • sallıyordun
        
    • sallamalısın
        
    • sallama
        
    • sallayıp
        
    • el sallayan
        
    • el sallarsın
        
    • ufukta
        
    • sallar
        
    • elinde
        
    • sallamak
        
    • sallıyordu
        
    • sallayabilir
        
    Ben ısmarlıyorum. Şuna bak. Sanki Umman'ın Şeik'iymiş gibi paralarını sallıyor. Open Subtitles انظر إليها, تلوح بنقودها كأنها شيخٌ من عُمان
    Şuna bak. Çocuğa el sallıyor. Onu görebiliyor. Open Subtitles تفقودوا هذا ،، إنها تلوح لذلكَ الفتى يمكنها رؤيتهُ
    Bir polis memuru öldü ve sen suç mahallinde silah sallıyordun. Open Subtitles لدي شرطي واحد ميت وانت كنت بمسرح الجريمه تلوح بمسدس.
    Kollarını kaldırıp sallamalısın ve sık sık masaya yumruğunu vurmalısın. Open Subtitles يجب أن تلوح بذراعيك و تضرب برسغك عدة مرات
    Önemli delilleri telefon kulübesinde sallama. Open Subtitles لا تلوح بأشياء مهمة بأكشاك الهاتف، فأبوابها زجاجية
    Sihirli değneğini sallayıp beni tekrar 16 yapar mısın? Open Subtitles هل لك أن تلوح بعصاتك السحرية لتعيدنى إلى سن ال 16 الجميل ؟
    Hey Joey! Geçen gün sana el sallayan kız o değil mi? Open Subtitles اليست هذه الفتاة التي تلوح لك؟
    Meşakkatli saatler... mesela, hep insanlara el sallarsın, istediğin gibi davranamazsın. Open Subtitles فهناك الساعات الطوال... أعني، أنك تلوح للناس طوال الوقت، لن تكون ملك نفسك بعد الآن.
    Altı aydır hamle yapıyor yedi aydır da el sallıyor. Open Subtitles كانت تندفع للأمام و هي بعمر ستة أشهر و تلوح وداعاً بعمر سبعة أشهر
    - Aşağıdan bize el sallıyor. Yardımımıza ihtiyacı olabilir. Open Subtitles انها تلوح لنا باستمرار ربما تحتاج الى المساعدة
    Çinli insanlar arkasından el sallıyor ve çince bağırıyor... "Gitme"! "Gitme". Open Subtitles أخذت المجموعة تلوح لـ بياريلال جي و تحذره من التقدم وتقول له لا تتقدم لا تتقدم بالصينية
    İşe yaradı! Bana el sallıyor. Tamam, hemen oraya geliyorum. Open Subtitles لقد نجح إنها تلوح لي سأكون هناك
    Verandada dikilmiş, bir matador gibi paltomu sallıyordun. Open Subtitles كنت واقفاً على الشرفة، تلوح بمعطفي كمصارع الثيران.
    Elini biraz daha yavaşça sallamalısın. Open Subtitles .عليكَ بأن تلوح بيدك بشكلٍ أبطأ
    Erkek gibi bacak bacak üzerine at ve küçük bir kız gibi kollarını sallama yeter. Open Subtitles اعكس بقدميك كـ رجل. ولا تلوح بيديك كـ طفلة صغيره
    Bugün sana el sallayıp selam verdiğimde, neden bana el sallayıp selam vermedin? Open Subtitles لماذا لم تلوح لي بالتحية اليوم عندما لوحت لك بالتحية؟
    Geri zekalı akademisindeki hep el sallayan kız. Open Subtitles -أنها من أكاديمية المعوقين -انها تلوح دائما
    Şurada çitleri tamir edersin komşu evlerdeki arkadaşlarına el sallarsın lanet olası Noel ağacının tepesine yıldız yapıştırırsın değil mi? Open Subtitles أنت هناك تبني سياج وتدية تلوح للجيران في الحي ...تعلق
    Ve ne zaman kötü haberler gelse, "ufukta kara bir bulut var" denir. TED وعند وجود أخبار سيئة ، نقول هناك سحب تلوح في الأفق.
    Dilerse bizim gibi bayrak sallar, ortalığı ateşe verir. Open Subtitles ربما يمكننها أن تلوح بعلم أو تشعل شيئًا كبقيتنا
    Önce bize göstermeden, Bayan Conlin'in elinde bir belgeyle dolaşmaması gerekiyor, öyle değil mi? Open Subtitles التي من المفترض أن تلوح بكومة من الأوراق من دون السماح لنا برؤيتها أولا أليس كذلك
    Gelin adayı kuşağı takmak boğaya kırmızı pelerin sallamak gibi. Open Subtitles إرتداء "عروس المستقبل" للوشاح كأنك تلوح برداء أحمر أمام ثور
    Annemi son gördüğümde Teksas'daki bir kütüphanenin penceresinden el sallıyordu. Open Subtitles آخر مرة رأيت أمي هي كانت تلوح من نافذة مكتبة في تكساس. الحق، أب؟
    Çekiç sallayabilir misin? Open Subtitles هل بأمكانك أن تلوح بالمطرقة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد