Burada timsah yok ama hızlı giden bir Chevy seni dağıtabilir. | Open Subtitles | لا تماسيح في الخارج, لكن أيّ سيّارة مسرعة ستقطعك إرباُ إرباً |
Bir anda nehrin üzerinde düzinelerce timsah ölüsü görüldü. | TED | فجأة ظهر علي السطع الألاف من تماسيح الججاريال المتوفية |
Bu deltada, balıklarla dolu suyun içine dışına sürünen timsahlar ve üzerlerinde yılanlar sallanan ve türlü kuş bulunan selviler vardır. | TED | ويوجد في الدلتا تماسيح تزحف تدخل وتخرج من أنهار ملئت بالأسماك وأشجار سرو مليئة بالأسماك طيور من جميع الأشكال |
Gündüz yağmur yağıyor. Filler, timsahlar, pigmeler var. | Open Subtitles | خلال النهار تنهمر الامطار هناك افيله و تماسيح و اناس اقزام |
Nil timsahları en sosyal türdür. | Open Subtitles | تماسيح النيل هي اكثر التماسيح أخوية على الإطلاق |
Bu kolda hiç timsah yoktur hiç gördünüz mü? | Open Subtitles | لم ترى اي تماسيح في هذا الجزء ? هل رأيت ،انسه |
Akıntı, zebraları nehrin aşağısına sürüklediğinden 5-6 timsah farklı konumlarda bekleyip, geçiş yollarını kapatıyor. | Open Subtitles | يسحب التيار حمار الوحش الى المصب لذا خمسة او ستة تماسيح تغطى نقطة العبور من زوايا مختلفة |
Bence bu bir timsah. | Open Subtitles | في الحقيقة ، أعتقد بأنّها تماسيح وليست قواطير |
Orada normal timsah yok, sadece Güney Amerika Timsahı var. | Open Subtitles | لا يوجد تماسيح عادية هناك فقط تماسيح استوائية |
Orada normal timsah yok, sadece Güney Amerika Timsahı var. | Open Subtitles | لا يوجد تماسيح عادية هناك فقط تماسيح استوائية |
Onlar timsah. | Open Subtitles | تلك كانت تماسيح انا قرأت بما يكفي بخصوص التماسيح |
timsahlar, 7 Km mesafeden, bir yiyecek fırsatının kokusunu alıyor. | Open Subtitles | تماسيح مِنْ بحدود 7 كيلومترِ بعيداً إعترفْ بنفحةِ الفرصةِ. |
timsahlar, köpekbalıkları ve aç balıklar sığ sularda beklerler. | Open Subtitles | تماسيح ، وأسماك قرش ، وأسماك جائعة كلهم ينتظرون في المياه الضحلة |
Perde açılıyor ve sahnede timsahlar, periler, kızılderililer korsanlar var. | Open Subtitles | الستاره ستفتح فيجدوا تماسيح وجنيات وقراصنه وهنود |
Perde açılır ve timsahlar, periler, korsanlar ve kızılderililer görünür. | Open Subtitles | الستاره ستفتح فيجدوا تماسيح وجنيات وقراصنه وهنود |
Bataklıklarda timsahlar ve dişleri dökülmüş erkekler de olacak. | Open Subtitles | لديهم تماسيح في المستنقعات و رجال دون أسنان |
Nil timsahları bu kısa süreli fırsatı tepemez. | Open Subtitles | تماسيح النيل الموجودة لا تستطيع تحمل تضييع مثل هذه الفرص العابرة |
Bir krokodil, iki krokodil, üç krokodil altı krokodil, yedi krokodil, sekiz krokodil... | Open Subtitles | تمساح، تمساحان،ثلاثةتماسيح... ستة تماسيح ، سبعة ، ثمانية ... |
Tekne... ya da timsahlarla sarılmış bir nehirde 300 metrelik yüzüş. | Open Subtitles | القارب , او نسبح 300 متر في نهر يحتوي على تماسيح ؟ |
Bobby, Bobby, timsahların dünyanın en leziz etine sahip olduğunu herkes bilir. | Open Subtitles | لكن بوبي، بوبي، ' تماسيح معروفة أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ اللحمُ الأكثر طزاجة. |
Kuzey Bölgesi, dünyadaki tuzlu su Timsahı nüfusunun en çok olduğu yerdir. | Open Subtitles | الأرض الشماليه هي الأكثر سكاناً تماسيح المياه المالحة في العالم |
timsah onlar, aligator değil. | Open Subtitles | وأن التمساح الأمريكي يريد أكله إنها تماسيح إستوائية ليست أمريكية |
Eğer bir timsahla karşılaşırsan, çizmenle tekme at. | Open Subtitles | اذا مررت بجانب تماسيح فقط اركليهم بحذائك |
Yıllardır, Solomon Adaları efsanevi iri tuzlusu timsahlarının evi olmuştu- | Open Subtitles | لأعوام, ظلت جزر السولومن موطناً لأساطير حول تماسيح مياه مالحة عملاقة |