ويكيبيديا

    "تماماً مثل ما" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gibi
        
    • aynı
        
    aynı toplumda olduğu gibi, sadece yüzde 1'i aykırıları dinleyip sıradan olanları, yüzde 99'u ihmal edemezsiniz. TED تماماً مثل ما يحدث في المجتمع, لاتستطيع السماع الى الـ1 بالمئة المتطرفين وتجاهل الـ99 بالمئة، العاديين
    Etik konusundaki önsezilerimizi soyutlayarak stres testi yapmak için tasarlandılar, aynı bilim deneylerinin fiziksel dünyaya yaptığı gibi. TED إنها مصممة لتختبر وتجهد حدسنا الأخلاقي تماماً مثل ما تصنع التجارب العلمية في العالم المادي
    aynı, öğrencilerin bizi Leo'ya götüreceğini bildiğim gibi. Open Subtitles تماماً مثل ما أعلم أن الطلاب ستقودنا إلى ليو
    Christy'nin beynini yıkamışlar. aynı Christy'nin Billie'nin beynini yıkıyacağı gibi. Open Subtitles هم قاموا بغسل دماغ كريستي ، تماماً مثل ما فعلت كريستي وقامت بغسل دماغ بيلي
    Zorla içeri sok, sana kuklalarla gösterdiğim gibi. Open Subtitles أفرض هذا الشيء للداخل تماماً مثل ما أريتك مع تلك الدمى
    Kamera kayıtlarını kontrol edecekler, boks maçlarında olduğu gibi. Open Subtitles رقائق الصالة ستتغير تماماً مثل ما فعلته إم جي إم بعد معركة تايسن.
    Kamera kayıtlarını kontrol edecekler, boks maçlarında olduğu gibi. Open Subtitles رقائق الصالة ستتغير تماماً مثل ما فعلته إم جي إم بعد معركة تايسن.
    Lâkin, hangi sorunlarla karşılaşırsak karşılaşalım, aynı büyükannemin dediği gibi, bir aile olarak yüzleşmeliyiz. Open Subtitles لكن ، بغض النظر عن التحديات التي نواجها سنواجهم كأسرة واحدة . تماماً مثل ما أرادت جدتي
    Fakat daima evimizi aynı bıraktığımız gibi bulmayı ümit etmekten vazgeçemeyiz. Open Subtitles لكن ما يميز البيت هو أنّه لا يمكننا فقدان الأمل أنّه سيكون تماماً مثل ما تركناه
    Çoğumuz gibi. Open Subtitles تماماً مثل ما يفعله معظمنا هنا
    40 yıl önceki gibi kaçıyor. Open Subtitles إنه يهرب تماماً مثل ما فعل قبل 40 عاماً
    DVD'nin içindeki ruh öldürecek "Halka"daki gibi. Open Subtitles بل ستكون الروح داخل القرص الرقمي، تماماً مثل ما حدث في فيلم "ذا رينغ".
    Tabii ki ilk başta çok uluslu bir şirket olarak ArGe işlerinde Hindistan'a dış kaynak kullanımına karar vermek, Hindistan için merdivenin en alt basamağında dış kaynak kullanımını yapacağız ve bu en az karmaşık olan iş. Tıpkı Tom Friedman'ın tahmin ettiği gibi. TED الآن وبالطبع، عندما نقرر في البداية كشركة متعددة الجنسيات، بأن نصدّر المهام والأعمال إلى الهند في مجال البحوث والتطوير، ما سنفعله هو أننا سنقوم بتصدير الدرجة السفلى من السلم إلى الهند، المهام الأقل تعقيداً، تماماً مثل ما تنبأ توم فريدمان.
    Deneme yapmanıza, test etmenize, cilalamanıza motive eder, tıpkı MLK gibi. TED إنه يحفزك على الاختبار والتجربة والتحسين، تماماً مثل ما فعل (مارتن لوثر كينغ).
    Aha! Tam şüphelendiğim gibi. Open Subtitles تماماً مثل ما ظننت
    "...ve benim seni rencide ettiğim gibi onların çocukları da beni rencide etti." Open Subtitles وأطفالهم أزعجوني" "تماماً مثل ما أزعجك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد