tadını çıkar, çünkü son hakkın. | Open Subtitles | أجل، حسناً، تمتّعي بذلك، لأنّها نهاية جولتنا. |
Git, hayatın tadını çıkar. | Open Subtitles | إذهبي، تمتّعي بحياتك. |
Duygusal anlarının tadını çıkar. | Open Subtitles | تمتّعي بلحظاتك الرديئة. |
Bir adet kızarmış, az yağlı ve soğanlı, Afiyet olsun. | Open Subtitles | واحد مُستوٍ تماماً، زبدة قليل الدسم، نوفا وبصل، تمتّعي. |
Çoğu insan bilmez zaten. Afiyet olsun. | Open Subtitles | ذلك جيد ، تمتّعي بوجبة طعامك ، |
Komşumuz geldi ve bir şişe şampanya açtılar. Fransız şampanyası, keyfini çıkar. | Open Subtitles | أتوا جيراننا للتّو، لقد فتحوا زجاجة شامبانيا، إنّها فرنسيّة ورائعة، تمتّعي |
keyfini çıkar. Bu iyi. Bu ruhumun bir parçası spritüel bir seyahat gibi anladın mı? | Open Subtitles | تمتّعي به الأمر جيد، هو جزء مني |
Her neyse, Şovda iyi eğlenceler. | Open Subtitles | على أي حال، تمتّعي بالعرض. |
Kartının tadını çıkar. | Open Subtitles | تمتّعي بورقتكِ. |
Hala bir işin varken, onun tadını çıkar Teresa. | Open Subtitles | تمتّعي بوظيفتكِ ما دامتْ لديكِ يا (تيريسا). |
Geçit töreninin tadını çıkar. Yalnız başına. | Open Subtitles | تمتّعي بالعرض، بمفردك |
Pekala. Duşun tadını çıkar. | Open Subtitles | - حسنا ً، تمتّعي بدشك. |
Yalnızlığın tadını çıkar. | Open Subtitles | تمتّعي بخلوتِك |
tadını çıkar. | Open Subtitles | تمتّعي به |
Afiyet olsun. | Open Subtitles | تمتّعي بها. |
Afiyet olsun. | Open Subtitles | تمتّعي. |
Afiyet olsun. | Open Subtitles | تمتّعي. |
Ve çekimlerin keyfini çıkar. | Open Subtitles | وفقط تمتّعي بالتصويرحقا |
Acayip şovunun geri kalanının keyfini çıkar. | Open Subtitles | تمتّعي ببقيّة عرض المخابيل! |
Ne kadar da iyisin. Jason ile iyi eğlenceler. | Open Subtitles | لقد كان هذا خطئاً جسيماً, تمتّعي مع (جايسن). |
Size iyi eğlenceler. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}.لكن تمتّعي |