| Genelde cinayet silahı için tel zımba kullanılmaz ve elbette, damar genişlemesi olduğunu da bilmiyorlardı. | Open Subtitles | لا أحد يستخدم الدبّاسة عادة كسلاح القتل. وهم بالتأكيد لم يكن بإمكانهم أن يعلموا أنّ لديها تمدّد بالأوعية الدموية. |
| Belirli bir darbe izi, kalp krizi, atardamar genişlemesi ya da hematom* yok. | Open Subtitles | -لا أعرف لا توجد صدمة كبيرة ، ولا أزمة قلبيّة ولا تمدّد للأوعية الدموية أو ورم دموي |
| Damar genişlemesi vardı. | Open Subtitles | سقطت. كان لديها تمدّد للأوعية الدموية. |
| Bu bir zaman genişleme alanı, bu da demek ki geçidin diğer tarafında zaman, burada olduğundan çok daha hızlı geçiyor. | Open Subtitles | -إنه حقل تمدّد زمنيّ أي أنّ الزمن يمرّ بسرعة أكبر في الجهة الأخرى |
| Geçit, normalde zaman genişleme alanının olay ufkunda ortaya çıkan, yüksek gelgit güçlerini bir şekilde sönümlüyor olmalı. | Open Subtitles | لقد خمّد المدخل بطريقة ما القوى المدّية الهائلة... التي تحصل عادة في حقل تمدّد زمنيّ... |
| Korkarım Anevrizma çok büyük, ameliyat edilemez. | Open Subtitles | أخشى أنّ تمدّد الأوعية كان كبيراً للغاية، بشكل يتعذّر معه التدخّل الجراحي |
| Tahminde bulunmam gerekseydi, kalp krizi ya da Anevrizma derdim. | Open Subtitles | ، إن كنتُ سأحزر . سأقول أنّه تعرض لنوبةٍ قلبيّة أو تمدّد بالأوعية الدمويّة |
| - Anlamıyorsun, bir zaman genişleme alanında kapana kısıldın. | Open Subtitles | -أنت عالق في حقل تمدّد زمنيّ -ماذا؟ |
| Anevrizma klipsleme dönemine girmiş gibiyiz çünkü başka hiçbir şey yapmıyoruz. | Open Subtitles | كأنّنا نعمل شيئاً روتينيّاً بجز تمدّد الأوعية الدمويّة لأنّ ذلك هو كل ما نفعله |
| - Anevrizma oluğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقدين أنّها حالة تمدّد أوعية دمويّة |
| Hazır olana kadar sadece Anevrizma onarımı yapacaktım ve bugün başında el bombasıyla yaşayan bir kadın geldi. | Open Subtitles | كنتُ أجري فقط عمليات تمدّد الأوعية الدمويّة حتى أعلم أنّني جاهزة و بعدها اليوم |