| Biraz yürüyüş ve mideme girecek biraz yemek fena olmaz. | Open Subtitles | أظنني سأستفيد من تمشية و من بعض الطّعام في جهازي |
| 24 saat içinde, ormanda bir yürüyüş romantik bir akşam yemeği ve bir kavga. | Open Subtitles | في 24 ساعة,كل ما فعلت هو تمشية في الغابة و عشاء رومانسي و مشاجرة |
| Birimizin bunu ormanda bir günlük bir yürüyüş için tehlikeye atacağını düşünmekten pek hoşlanmam. | Open Subtitles | وأكره فعلاً أن يعرض أحدنا هذا الحلف للخطر لأجل تمشية بسيطة في الغابة ليوم؟ |
| Tai chi, Chai çayı, genelde düşüncelerim beni mutlu etmeye yetmediğinde yapılacak en iyi şey yürüyüşe çıkmaktır. | Open Subtitles | لكنني أجد أنه عندما لا يمكنني طردالأفكارالكئيبة.. أفضل شيء عادة ، هو تمشية طويلة لطيفة |
| Biraz açılmalıyız. Uzun güzel bir yürüyüşe ne dersin? | Open Subtitles | نحن بحاجة للاسترخاء ماذا عن تمشية طويلة ؟ |
| Stres'den uzak bir yürüyüş yapayım demiştim. | Open Subtitles | فقط تمشية خالية من التوتر على طول المحيط والنسيم يتخلل شعري |
| General kenobi,belki de şehirde bir yürüyüş için bana eşlik etmek istersiniz. | Open Subtitles | الجنرال كانوبي , ربما لتود ان تصحبني فى تمشية خلال المدينة |
| "Evsizler için yürüyüş"? Bu çok zalimce. | Open Subtitles | تمشية مع الأشخاص بدون مأوى, هذا يبدو قاسياً. |
| Belki de ormana doğru kısa bir yürüyüş kafamın içindekileri boşaltacak. | Open Subtitles | وربما تمشية في الغابة لتصفية ذهني. |
| Çok uzun bir yürüyüş değil ve ben çok seviyorum. | Open Subtitles | انها تمشية بسيطة وانا مولع بها |
| Gece bir Londra parkında son bir yürüyüş. | Open Subtitles | تمشية أخيرة في "حديقة لندن" اثناء الليل. |
| Yavaş bir yürüyüş dediğinde, şaka yapmıyormuşsun. | Open Subtitles | عندما قلت تمشية بطيئة لم تكن تمزح |
| 160 kilometre. Güzel bir yürüyüş olacak. | Open Subtitles | مائة ميل إنها تمشية جميلة |
| -Biraz yürüyüş seni yorar mı? -Hayır. | Open Subtitles | -هل تمانعين تمشية قليلة فى هذا الطريق؟ |
| Bu kısa yürüyüş dostlarını kurtarabilir. | Open Subtitles | تمشية صغيرة قد تنقذ اصدقائك. |
| Bir yürüyüşe çıkıyorum böylece şirket kültürü hakkında bir şeyler öğrenebilirim. | Open Subtitles | سآخذ تمشية لأستعيد شعور مناسب لثقافة الشركات |
| Önemli olan şu, sen de köpeği yürüyüşe çıkarabilirsin. | Open Subtitles | ..ما أقصده هو كان بإمكانك تمشية الكلب إنه ليس أمرا صعب لهذه الدرجة |
| yürüyüşe çıkarız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | خلتُ أنه بإمكاننا الذهاب إلى تمشية أو شيئًا |
| Yavaş bir yürüyüşe çıkmak üzereydik. | Open Subtitles | كنا على وشك الذهاب الى تمشية بطيئة للغاية |
| Oh, evet. Cumartesi, uzun bir yürüyüşe çıkmıştım. | Open Subtitles | نعم ، يوم السبت خرجتُ في تمشية طويلة |
| Ben uzun bir yürüyüşe çıkıyorum. | Open Subtitles | سأذهب في تمشية طويلة الأن فقط لكي أهدأ |