Zor oldu ama, uğraştım ve başardım. | Open Subtitles | وقد تمكّنتُ من تمديد المهلة. لقد كان ذلك صعبًا, لكنني تدبّرت الأمر، وقد نجحتُ في ذلك. |
Ve bir şekilde tüm bu yıllara, insanlığıma tutunmayı başardım. | Open Subtitles | وبطريقة ما تمكّنتُ من الصّمود كلّ هذه السّنين بما يشبه إنسانيتي |
Tam zamanında delillerin arasından almayı başardım. | Open Subtitles | تمكّنتُ من انتزاعه من الأدلّة في الوقت الملائم |
Tam zamanında delillerin arasından almayı başardım. | Open Subtitles | تمكّنتُ من انتزاعه من الأدلّة في الوقت الملائم |
Verdikleri telefonu, çantaya sıkıştırmayı başarabildim. - Anlamadım. | Open Subtitles | حسناً، تمكّنتُ من وضع الهاتف الذي أعطاني إيّاه الخاطفين داخل الحقيبة. |
Çünkü şerif, daha önce bir adamı neredeyse ölesiye dövecekken, beni tutuklamıştı ve yargıcı, tüm suçlamaların düşmesi için ikna etmeyi başardım yine de. | Open Subtitles | لأنّ المأمور اعتقلَتْني لأنّي ضربتُ رجلاً حتّى كاد يموت، و تمكّنتُ مِن إقناع القاضي بإسقاط التهمة. |
Şirket veri tabanından, bugün uğrayacağınız yerler hakkında biraz bilgi toplamayı da başardım bu arada. | Open Subtitles | لقد تمكّنتُ من اِستعادةِ بعض المعلومات من قاعدةِ بيانات الشّركة عن محطّات توقّفك اليوم. |
Ziyaretçilerinin araba kiraladığı şirketi hacklemeyi başardım. | Open Subtitles | تمكّنتُ من إختراق شركة تأجير السيّارات التي استخدمها زوّارك. |
Fotoğraftaki ünlü binaların hizlarını ve boyutlarını belirleyerek fotoğrafın çekildiği yerin coğrafi koordinatlarını belirlemeyi başardım. | Open Subtitles | بقياس الانتظام والحجم النّسبيّ لمفتاح المباني في الصّورة، تمكّنتُ من تحديد الإحداثيات الجغرافيّة |
Bu bandı dijitale çevirmeyi başardım ve 6 saniyelik bir görüntü elde ettim. | Open Subtitles | إذن تمكّنتُ من رقمنة ذلك الجُزء من الشريط واستعادة ما يُقارب ستّ ثوانٍ من اللقطات. |
Hayatımı, itibarımı mahvetmeyi başardım. | Open Subtitles | لقد تمكّنتُ من تدمير حياتي وسمعتي. |
Bunu sensiz başardım. | Open Subtitles | تمكّنتُ مِن النجاح مِن دونك. |
Bay Reese, HR'a para sağlayan emanet hesabına göz gezdirmeyi başardım. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} سيّد (ريس)، لقد تمكّنتُ من الحصول على قراءةٍ لذلك الحساب الذي يموّل الموارد البشريّة. |
Bay Reese, D3MN8 ile irtibat kurmayı başardım. | Open Subtitles | يا سيّد (ريس)، لقد تمكّنتُ من الاتّصال بـ(ديمن8) في السّوق السّوداء. |
Ama Rollins'in kiralık evine kadar gelmeyi başardım. | Open Subtitles | لكنّي تمكّنتُ من الوصول لمنزل (رولنز) المُستأجر. -أين أنت؟ |
Her nasılsa, standart Amerikan tipi beslenme ve hastalık arasındaki bağ hakkında konuşmak isteyen doktorların büyüyen hareketi ile bağlantı kurmayı başarabildim. | Open Subtitles | مع ذلك، تمكّنتُ من الإتصال مع حركة متزايدة لمجموعة من الأطباء الراغبين بالتحدّث عن الصلة بين نمط الغذاء الأمريكي النموذجي والمرض. |
Çoktan başladı bile. Thomas'ın evine bakmayı başarabildim. | Open Subtitles | -لقد تمكّنتُ من إلقاء نظرة على منزل (توماس ) |
Sonunda güvenlik duvarını delmeyi başarabildim ve öğrendik ki bu işi yapan Minneapolis'ten 11 yaşında bir çocukmuş kredi kart numaralarını çalıyormuş.. | Open Subtitles | إذن تمكّنتُ أخيراً من إختراق جدار الحماية، واتّضح أنّ العقل المُدبّر الحاسوبي لسرقة أرقام البطاقات الإئتمانيّة هُو طفل عُمره 11 عاماً من (مينيابوليس). |