ويكيبيديا

    "تميل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eğilimi
        
    • eğilimli
        
    • eğiliminde
        
    • meyillidir
        
    • eğilimindedir
        
    • yatkın
        
    • hoşlanıyor
        
    • eğilimlidir
        
    • karşı
        
    • yaslanır
        
    • meyilli
        
    • kaçınırlar
        
    • meyillidirler
        
    Dolayısıyla, herhangi bir tekel gibi, maliyetin artması ve kalitenin düşmesi eğilimi burada da var. TED وكما في أي احتكار، تميل الأسعار إلى الارتفاع و الجودة إلى الانخفاض.
    Sanırım benim gibi cyborgların köklerimizle ilgili konularda paranoyak olma eğilimi var. Open Subtitles اعتقد بأن الاجسام الموصوله مثلي تميل للذعر عند السماع عن اصولنا
    İster doğal olarak bir kâşif olun, isterse hâlihazırda bildiğiniz şeyden faydalanmaya eğilimli olun, şunu unutmayın: Güzellik, dengede olmaktadır. TED سواء كنت مكتشف بطبيعتك أو تميل لاستثمار ماتملك من معرفة، لا تنسى : الجمال يقبع في التوازن.
    O yüzden duymak isteyeceğim şeyleri söyleme eğiliminde olduğunu bildiğimi bil. Open Subtitles لذا فأنا أعلم أنك تميل لإخباري بما تظن أني أود سماعه
    Onu tanıyorsan bilirsin, profesyonel ve kişiseli birbirine karıştırmaya meyillidir. Open Subtitles إذا كنت تعرفينها، فهي تميل للخلط بين الأمور الشخصية والمهنية.
    Ayrımcılığa karşı uygulamalar geliştirmeye kendilerini adamış firmalar Kavgacıları destekleme eğilimindedir ve rakiplerinden daha başarılıdırlar. TED الشركات الملتزمة بالتنوع والممارسات الشاملة تميل إلى دعم المشتبكين حيث يتفوقون على أقرانهم.
    Yerlilerin asil ruhları müziğe çok yatkın. Open Subtitles الأرواح النبيلة لهؤلاء الهنود تميل للموسيقى
    O erkeklerden hoşlanıyor, sen de kızlardan. Open Subtitles هي تميل للرجال وأنتَ تميل للفتيات.
    Hayır, ayrıca pop şarkılarının ses tonlarının belli bir şekilde anharmonik olmaya eğilimlidir. Open Subtitles لا , أه أغاني البوب أيضا أيضا تميل أن تكون غير متناسقة مع تنافر واضح للنغمه
    O yaşta kaçırılan çocukların, bir dereceye kadar büyüdüklerinde sosyopat olma eğilimi vardır. Open Subtitles الاطفال المختطفين في هذا العمر تميل الى اظهار درجة معينة من الاعتلال الاجتماعي عند سن البلوغ مثل ماذا؟
    Kızların bu terimi sürekli ortaya atma eğilimi vardır, E. Ben olsam takmazdım. Open Subtitles الفتيات تميل لاستخدام هذا المصطلح، لا تهوّل الوضع
    Her olaya Saigon'daki son helikoptere binecekmiş gibi davranma eğilimi var. Open Subtitles إنها تميل للتعامل مع كل حدث وكأنه الطائرة الأخيرة التي تغادر فييتنام
    Sanırım biri çok daha genç biriyle evlendiğinde küçük bir paranoya vakası haline gelmeye eğilimli oluyor. Open Subtitles لكني أفترض حينما تتزوج امرأةَ أصغر منك تميل دائماَ إلى الشبهة
    Ama Dr.Morgan bana dini görevleri yapmaya eğilimli olmadığınızı söylemişti! Open Subtitles لكن الطبيب مورغان نبهني أنك لا تميل للشعائر الدينية
    GG: Yani bir başka deyişle, dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde. TED غريغ غيج: لذا بمعنى آخر، الأنثى تميل لاختيار أفضل ذكر يغني معها ثنائياً
    Yaralı hayvanlar doğal olarak bayır aşağı inmeye meyillidir. Open Subtitles فالحيوانات المصابة تميل للتوجه لأسفل الهضبة بطبيعة الحال
    Ancak bana göre savaş, hayatın birçok alanında olduğu gibi bu şartları vurgulama eğilimindedir. Open Subtitles لكننى أعتقد أن الحرب مثلها مثل جوانب أخرى كثيرة فى الحياة تميل إلى التأكيد على هذا النوع من الأعتبارات
    Biliyorum, şu anda gazeteciliğe pek yatkın değilsin ama sadece Open Subtitles كلارك مرحبا أعرف أنك لا تميل إلى الصحافة حالياً
    Senden hoşlanıyor mu sence? Open Subtitles هل تظنها تميل لك ؟
    Betty, annem içtiğinde yanlış fikirlere kapılmaya eğilimlidir. Open Subtitles " بيتي " تميل أمي لتكون مخادعة عندما تشرب
    Hey, onun yüzünü görebileceğim şekilde arkaya yaslanır mısın? Open Subtitles مهلا، هل يمكن أن تميل إلى الوراء حتى أتمكن من النظر في وجهها؟
    Buna karşın, güçlü bir milliyetçilik anlayışı olmayan ülkelerde, örneğin, Kongo, Somali ve Afganistan, şiddet ve yoksulluğa meyilli olurlar. TED وعلى العكس من ذلك، فالدول التي تفتقد الحس القومي، مثل الكونغو والصومال وأفغانستان، تميل لأن تكون عنيفة وفقيرة.
    Kaplumbağaların zayıf görme duyuları olduğu bilinir, bu yüzden de tanıyamadıkları bitkileri yemekten kaçınırlar. TED وتعرف السلاحف بضعف بصرها، وبالتالي، فإنها تميل لتجنب النباتات التي لا تتعرف عليها.
    Bunun nedeni insanlar kendi tecrübelerinden bahsederken olumlu resimleri paylaşmaya meyillidirler. TED وذلك لان الناس تميل إلى مشاركة الصور الأيجابية عندما يتحدثون عن خبراتهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد